Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kitap etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ocak 2021 Cuma

BLOGLARI CANLANDIRMA PROJESİ



 Merhaba Bloggerlar!

Bloglarını güncel tutmak isteyen ancak yazmaya üşenenler! "Ben öyle sıkıya gelemem. Kurallar beni boğar." diyen özgür ruhlar!

Tam size göre bir etkinlikle geldik.

Birkaç blogger arkadaşla blogları hareketlendirmek için bir etkinlik yapma kararı aldık. Bu etkinlik için her ay BCP (Blogları Canlandırma Projesi) grubu olarak bir tema belirliyoruz. O ay sonuna kadar temaya uygun olan bir kitap okuyabilir veya film, dizi izleyebilirsiniz. İsterseniz hem kitap okuyup hem de dizi, film izleyebilirsiniz. Bu size kalmış.

O ayın temasına uygun okuyup izlediklerimizin yorumlarını ayın sonunda yayınlayacağız

Her ayın başında o ayın konusu hatırlatılacak. O ayki etkinliğe katılmak isteyenler bu etkinlik kapsamında yazılan yazıların yorum kısmına etkinlik kapsamında okuyup-izlediklerinin yazısının linklerini yorum olarak bırakabilir. Linkler ay sonunda yayınlanacak yazıya eklenecek ve diğer katılımcıların tema için okuyup izlediklerine toplu olarak ulaşabileceksiniz.

Katılmak isterseniz, yorum olarak katılacağını yazabilirsiniz ve etkinlik hakkında merak ettikleriniz varsa sorabilirsiniz. Bu sayede blog trafiğiniz arttığı gibi yeni blogları ve temaya uygun bilmediğiniz film-dizi-kitapları keşfedebilirsiniz.

Gelelim seçtiğimiz ilk temaya:

Zorlu geçen bir yılında ardından, "Yeni yılımız umutla başlasın. Başarılardan eksik kalmayalım." diye düşünerek temamızı UMUT-BAŞARI olarak seçtik. Özetle; isminde, konusunda umut ya da başarıyı çağrıştıran her şeyi ocak ayı için okuyup izleyebilirsiniz.

4 Eylül 2019 Çarşamba

BAZI SIRLAR TEK KİŞİLİKTİR - ERDAL DEMİRKIRAN

 YÜKSEK DÜNYA MEDENİYETİ için her karış toprağınıza talibim itiraz etmeyin! 
 - ALBAY

İsim : Bazı Sırlar Tek Kişiliktir
Yazar : Erdal DEMİRKIRAN
Sayfa : 196
Yayın Evi : Kashna Kitap Ağacı

***
Herkese Merhaba. 
Uzun aralıklarla saçma yazılar yazdığımın farkındayım ama bu defa farklı olacak. Çok sevdiğim bir yazarın son aldığım kitabını okuyunca kendimi tutamadım.
Erdal Demirkıran ile ilk karşılaşmam çok tesadüfi oldu. Yıl 2007 falan sanırım. Bursa ya taşınıyoruz. Babamı zorla soktuğum ilçemizdeki kitapçıda gözüme çarpmıştı "Yerim Seni ÖSS". O zamanlar ÖSS hayal bende. Ortaokul terkim. Neyse efendim illa da al dedim babama. Okumayı seviyorum ya hep klasik yada tarihimizi içeren romanlardan sonra bir farklılık olsun istiyorum. Kırmadı aldı sağ olsun. Kitap öyle tuhafıma gitmişti ki. Köşede üçgen şeklinde bir kesik...
 Havalı havalı yola koyuldum. Tabi kitabı çok sevdim. Her şeye karşı İlk kez o kadar esprili bir yaklaşıma şahit oluyordum okudukça.
 Belki defalarca okudum okudum okudum
. Bir süre sonra o köşedeki boşluğun aslında boş olmadığını öğrendim. Ne kadar acı bir şeydir ki, meraklı ellerce açılan kitap jelatinleri hevesli okurlar için bir üzücü olabiliyor.
Gel zaman git zaman ben şehirde kendi kitaplığımın ilk temellerini atarken bir yandan da açık öğretim lisesine kayıt olmuştum. Büyük bir stres ile girdiğim Sınavlardan önce bir doz Yerim Seni ÖSS alıyordum ve dünyanın sonu olmayacağının bilinciyle huzurla gidiyordum. Zaman ilerledikçe benim için yeni olan kitaplarını da aldım. Uyku sevmeyen biri olan benim için Sadece Aptallar 8 Saat Uyur kitabı adıyla bile bir gurur kaynağıdır mesela.
 Bu arada zaman hızla ilerliyordu. Yıl 2014, Her sene gitmeye çalıştığım Tüyap kitap fuarında gördüğüm birkaç yazardan sonra alık alık dolanırken hareketli bir kalabalık dikkatimi çekti. Ne ola ki derken bir de ne göreyim Erdal Demirkıran.... Nasıl çığlık attım nasıl koştum ben hatırlamıyorum ama yanımdaki arkadaşım çok iyi hatırlıyor olmalı. Kendisini çok fena sürüklemişim sanırım. Neyse efendım bende sıraya girdim. Elimde Cehennemin Dibine Git  kitabi, merakla sıramın gelmesini bekliyorum. 
Bu arada dikkatimi çeken ilk şey şu oldu. Fuarda neredeyse 10 yazar gördüm . Hepsi bir masa arkasında oturmuş yorgun bitkin bir görüntü ile imza dağıtırken Erdal Demirkıran masanın bu tarafında, birebir diyaloga giriyor ve enerjik bir şekilde hemen hemen herkes ile hoş bir sohbet içerisinde. Yazar bu bee *_* dedim. Kaç kitap yazarsa yazsın bizden biri. Mutluluk ve gurur karışımı bir edayla sıranın bana gelmesini bekledim. Ve nihayet sıram geldi. Sanki benden önce ki onlarca kişi yokmuş da ilk benle konuşuyomuş gibi bir enerji ile ismimi ne yaptığımı sordu. O sıra üniversite ilk sınıfım gururla öğrenci dedim bölüm sosyoloji. "Geleceğin en akıllı sosyoloğuna.." diyerek imzaladı kitabımı. Ben nasıl mutlu, ben nasıl Mesut anlatamam. Oradan bulutların üzerinde ayrıldım.
 Bir kaç yıl daha geçti ve utançla söylüyorum ki, ben okumayı bırakmadım ama okulu bıraktım. O motive edici sözlere rağmen ben yapamadım. >_< 
 Neyse dramatize etmenin alemi yok sanırım.  
Kitabımızın konusundan önce tasarımına biraz değinmek istiyorum. Kitabı elinize aldığınız andan itibaren başlamış oluyorsunuz. Herhangi bir kapak görseli bulunmamakta. Buda onu ilk ve tek kapaksız kitap yapıyor. Üstad Dünyanın en zeki adamı olunca her kitapta yeni ve bambaşka şeylerle karşılaşmak kaçınılmaz oluyor tabi.
3B formatında yazıldığı için de tamamen kitabın içerisinde, diyalogları duyarak okuyorsunuz.

Bazı Sırlar Tek Kişiliktir dikkat üzerine işlenmiş en güzel hikayelerden biri olmuş. Asker olma hayaliyle tutuşan ama olamayan bir babanın oğlunun adını Albay koymasıyla başlıyor hikaye . Çok dikkatli ve iyi bir kadın olan annesinin küçük yaştaki vefatıyla babasının disiplin anlayışına kalan küçük Albayın merakı gökyüzünedir. İçine attığı ve zaman buldukça ilgilendiği gökyüzü ona inanılmaz bir sır verecektir. Kanzola devlet başkanı oluşu da sırrı için kilit nokta olacaktır. Zaman zaman 'ne yapıyor bu adam' şeklinde düşünsem de final gerçekten sarsıcıydı. Detaya girme taraftarı değilim. Zaten topu topu 196 sayfa.. Alın okuyun efenim. pişman olmayacaksınız.
Herkese Keyifli Günler.. ^^


"Toprağın Kıymetini Bilenlere.."


Puanım:




31 Ağustos 2017 Perşembe

KARA MELEK - LINDA HOWARD

" Bir çok kez çok yakından ve bizzat ölümü görmüştü.Ve çoğu zaman sebebi kendisiydi. Geçiş hızlıydı, bir göz kırpışı, bir kurşunun uçuşu ve hepsi bu: ışıklar söndü. Büyük olay değildi."
 Orjinal Adı : Death Angel
Yazar : Linda Howard
Sayfa : 386
Yayın evi : Martı Yayınları
Çeviri : Sonat Ece Kaya
Tür : Polisiye, Gerilim, Aşk
*****
Rafael Salinas, FBİ 'ın sürekli takip ettiği bir uyuşturucu kaçakçısı ve kirli işler yapan bir adamdır. Tuttuğu kiralık katille olan buluşmasına aptal olarak gördüğü sarışın kız arkadaşını da götürür, Daha doğrusu adamı en güvenli yer olarak gördüğü evinde görüşmeye çağırmıştır. Esrarengiz bir adam olan seri katil işinin uzmanıdır ve Salinas, istediği şeyi ondan baskasının yapamayacağının farkındadır. Adam, Salinas'ın teklifi olan yüklü miktardaki prim yerine, kız arkadaşıyla birlikte olmak istediğini söyler. Sahip oldukları konusunda paylaşımcı biri olmayan Salinasin'ın hayır diyeceğine inanan Drea ise beklemediği bir cevapla karşılaşır. Rafael onu evde katille yalnız bırakarak gitmiştir..
Küçük yaşta hazmedemediği olaylar Drea'nın erkeklere olan güvenini kökünden sarsmıştır. Erkekler onun için sadece para kaynağıdır. Ve Rafael, onun canını yaktığında tahmin etmediği bir şekilde karşılık bulacaktır. 
Bir katil, bir hırsız ve bir uyuşturucu satıcısının dahil olduğu bu oyunda, takipte olan FBI'ın bile farkına varamayacağı işler dönecek ve zeki bir kadının neler yapabildiği gözler önüne serilecek. Harika bir kovalamaca ve kesilmeyen aksiyon. Drea'nın yaşadığı olaylar sonrası, ona sunulan ikinci şansını değerlendirmesi için önünde bambaşka kapılar açılacak ve birileri her adımının arkasında olacak..
Polisiye romanları daha sık okumalıyım sanırım. Kara Melek kitaplığımın bir çok sakini gibi uzun süredir orada beklemekteydi. Raftaki bekleyişi yetmemiş olacak ki, okuduktan sonra kaydettiğim yorumu üç sene de taslakta bekleterek yeni bir rekor kırdım. (:
Seyahate çıkarken yanıma aldığım kitabı bir çırpıda okudum. O kadar iyi bir yol arkadaşıydı ki, zamanı ve o koca yolu kısacıkmış gibi gösterdi. Linda Howard'ı ve okuduğum bu yeni türdeki romanı gerçekten sevdim. Polisiye, fantastik, aşk ve gerilimin harmanlandığı harika bir eserdi. 
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım :


23 Temmuz 2017 Pazar

KÜL - SHANI PETROFF & DARCI MANLEY (Okuyan Kızlar Kulübü Distopya Etkinliği)

" Kaderin armağanı, tehlikeli bir sorumluluktur. Geleceğin gücüyle birlikte gelir."
Orjinal Adı : Ash
Yazar : Shani Petroff, Darci Manley
Tür : Fantastik, Distopya
Sayfa : 464
YayınEvi : Novella Dinamik
Çeviri : Tuba Özkat

Seri : Destined
*****

Doğduğumuz anda tayin edilen bir kaderimiz olsaydı? Seçme şansımızın olmadığı ve belirlenen zamanda, belirlenen şekilde yerine getirmek zorunda olduğumuz bir görev için yaşıyor olsaydık. Görevimizi geciktirdiğimiz ilk saniyede sınıf farkı gözetmeksizin ölümle cezalandırılacağımızı bilseydik? 
Düşüncesi bile çok zor değil mi?
Peki, böyle bir Dünya'ya 'Kül' sayesinde adım atmaya ne dersiniz?
Dünya, Büyük bir salgında nufusunun yüzde doksanını çok kısa sürede kaybettikten sonra, yönetim insanların kaderini doğdukları ilk 45 dakikada tayin ederek yeni bir sistem oluşturur. Halka sisteminde insanlar renklerle sınıflandırılır. 
   Merkezdeki ve en önemli renk Mordur. Her konuda ayrıcalıklıdırlar ve diğer renklerden üstündürler. Kırmızı, Yeşil, Sarı, Kahverengi, Barut rengi ve Kül rengi diğer halkaları oluşturur. Herkesin yerine getirmesi gereken bir kaderi vardır. Bazen bir yolu karşıya geçmek, bazen de sadece ölmek.
 Morların gözdesi olan Madden'in görevi geleceğin en genç yediler bakanı olmakken, Kül halkasından olan Dax'ın kayıtlara geçmiş bir kaderi bile yoktur. Kaderi olmayanlara Renksizler adı verilir. 
Dax'ın ağabeyi Aldan'in kader gününde yaşananlar bu ikiliyi, Dax ve Madden'i birbirine bağlayan olayları ve büyük bir kargaşayı da beraberinde getirecektir...  

*****  
Dikkat çekici konusu ve güzel tasarımı sayesinde kitabı çok merak ediyordum. Ama İtiraf etmek gerekirse kitabın ilk yüz sayfası bitmek bilmedi. >_<  Konuya odaklanmakta ve anlamakta biraz zorlandım.. Ne zaman bir hareketlilik olacak? Esas konu ne zaman gün yüzüne çıkacak diye sabırsızlandım. Sonraki sayfalarda beklediğimdende iyi bir olay örgüsüyle karşılaştım ve kitabın nasıl bittiğini fark etmedim. 
Son sayfayı okuduktan sonra yaptığım ilk şey 'Morotesi' isimli ikinci kitabı aramak oldu ama maalesef kendisi henüz ortalarda yok. :/
En kısa sürede elimizde olması temennisiyle yazıma son verirkene, beni etkinliklerine davet eden Okuyan Kızlar Kulübüne teşekkür eder gözlerinden hunharca öperim. Gülen iblis ifadesi

Herkese Keyifli Günler (:
 Puanım : 

11 Şubat 2017 Cumartesi

THANATOS - LARISSA IONE

Tek yapabildiği Ölüm'e bakmaktı. Gerçekten, Ölüm tam karşısında duruyordu!..

Orjinal Adı : Lethal Rider
Yazar : Larissa  Ione
Tür :  Paranormal, Günümüz Aşk, Yetişkin
Sayfa : 506
Yayın evi : Arunas Yayıncılık
Çeviri : Gül Melis Taze
Seri : 
1 : Ares
2 : Limos
3 : Thanatos
4 : Raseph
****
Herkese Merhaba 😊
Uzun, gerçekten uzun bir aradan sonra yeniden bir şeyler yazmaya çalışmak tuhaf hissettiriyor. Bir araya getiremediğim kelimeler, saçma sapan yerlerden bana sırıtıyor sanki.  Tüm çabalarımı Kuzey Işıkları blogunun tatlı sahibesine borçluyum. Minnak tehdidi bir hayli işe yaradı :D Umarım devamını da getirebilirim. ^^

Mahşerin Dört Atlısı serisinin bir kitabı daha bitti ve ben resmen çığlık attım. Neden bu kadar az nedennnn... Nasıl biterrr...(bu arada sayfa sayısına dikkat!) Alıştığımın aksine ek bölüm de yoktu zaten. 
Neden yok. -_-
Okurken gözümde canlanan savaş sahneleri (Ah o sahneler.. Reaver abi sen neler yaptın yaa).. Her biri soluksuzca izlenen film etkisi bıraktı bende. Hala da çıkabilmiş değilim. 
Resmen okurken şekilden şekle girdim. Hem satırları su gibi içip hem de bitirmemeye çalışmak çok zordu. Efsaneye fazla ara vermeden okumuş olsamda (Çünkü 'Limos' tam yerinde bitmişti *_* )  yorum bu güne kısmetmiş. (Kaç sene sonra yazdığım önemli mi ki? 😇 )
Evet 'Ölüm' beklenenden fazlasıydı, hemde ölümcül bir fazlalık. *_* Yakışıklı, etkileyici ve sert görüntüsünün altında sakladığı yumuşacık bir kalp olan Thanatos'u tanımadan, hikayesine ortak olmadan daha fazla duramazdım. Evet az önce diğer adı 'Ölüm' olan, atlıların en korkutucusundan, Thanatos'tan bahsettim. Tüm şiddeti, öldürme arzusu hayatının kadınını tanıyıncaya kadardı. Regan!.. 
Than, tam 9 ay cehennem köpeğinin uyuşturucu etkisiyle yattıktan ve sınırsızca alışveriş kanalları izleyerek milyonlarca 10 kg bal 100 tl ( :P ) kampanyasını kaçırdıktan sonra, Hades abimizin de yardımıyla Ares'in evinden kaçar. İşte şimdi intikam vaktidir. Hem kendini oyuna getirerek bekaretini(!) alan ve mührünü riske sokarak kıyametin yaklaşmasını hızlandıran kadından, hem de onu aylarca yatağa mahkum eden en yakınlarından, kardeşlerinden.. 
Ölüm tüm şiddet ve azametiyle geri dönüyor!. 
Kapak böyle olmalıymış.. *_*  Dövmeyi görmeliydik :/
Hani ne kadar öfkelenmiş olsanız da sevdiklerinize dayanamazsınız, ya da intikamı erteleyerek kendinizi tatmin edersiniz ya, İşte Thanatos'da tam olarak bunu yaptı. Regan'ı bulup evine, Grönland'a geri getirdikten sonra içindeki intikam alma dürtüsüyle savaşırken, bir yandan da binlerce yıldır hayali olan şeyin, babalık duygusunun kollarına doğru çekilerek içindeki öfkeyi ve intikamı erteledi. 
Salgın'da bu sırada tabi ki boş durmuyordu. Başarabildiği her yönden saldırdı ve bebeği ele geçirmeye çalıştı. Salgın'ın, kıyametin gelmesi üzerine ettiği vaatler yüzünden Than'a en güvendikleri bile ihanet etti. (ahh ihanet edenlerin ortaya çıktığı kısımlar da içim burkulmuştu )
 Öte yandan Aegis'ın karışan kafası da ayrı bir dert... 
Kısacası, acaba ne olacak diyerekten bir bölüm, bir bölüm daha.. Bitmesi bir iki gün sürmedi sanırım. (Evet kötü bir alışkanlığımı ifşa etmiş oldum. Regan'ın OKB si gibi benımde BS hastalığım var. Bölüm Sonunu görmeden kitabı bırakamıyorum -_- )  Ve inanılmaz etkilendim. Bilmiyorum okuyan herkes benle aynı fikir de mi yoksa bana mı özgü. Neyse, her şeyi ile mükemmel olan bir kitabı bitirmiş olmanın burukluğu içime oturmuş bir şekilde yazımı sonlandırayım bari.
Serinin bir sonraki kitabı ben meraktan çatlayıp Azagoth'un önünden geçemeden önce geldi ama henüz okuyamadım 😢 
Ha unutmadan ekleyeyim. Evet çevirmen değişikliği başlarda biraz belli oldu. Yanı sıra birçok harf ya yanlış basılmış ya da eksikti ama hikayenin güzelliği ve konunu çekiciliği bunları görünmez kıldı :) 
Raseph'i okumak için sabırsızım 😍
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım:




5 Kasım 2015 Perşembe

SÜRPRİZ BALAYI - CHRISTINE BELL

Orjinal Adı : Down For The Count  
Yazar : Christine Bell
Sayfa : 351
Yayın evi : Nemesis Kitap
Çeviri : Pınar Polat
Tür : Günümüz Aşk
*****
Dudaklarını kıpırdatmak için kendini zorladı. " Benimle bir oyun oynamak istermisin?"
Galen'in yüzündeki o ifade umut muydu yoksa acıma duygusu muydu? Korkusunu bastırarak ağırlığını bir ayağından diğerine vererek onun cevabını bekledi.
Galen sonunda "Ne tür bir oyun?" dedi.
Lacey'nin kalbi şiddetlice atıyordu ve içindeki umut, kalbinin yerinden fırlayacak gibi çarpmasına neden oluyordu. " Ben daha önce hiç.. isimli bir oyun.."

Düğünü Lacey Garrity'nin en mutlu günü olması gerekirken, gördükleriyle büyük bir yıkıma uğrar.
 Nişanlısı hatta birkaç saat önce kocası olmuş kişiyi nedimesiyle, en yakınlarından biri olarak bildiği çocukluk arkadaşıyla yarı çıplak halde basar. Beyninden vurulmuşsa dönmüştür. O sırada bu olayı görmesini isteyeceği en son kişi de olaya tanık olur. Diğer en yakın arkadaşı Cat ve onun yakışıklı abisi Galen. 
Cat ortalığı yatıştırmaya çalışırken abisinden Lacey yi alıp götürmesini ister. 
Gittikleri kır evinde Lacey'nin olanları düşünmemesini ve üzülmemesini isteyen Galen, onu oyalamak için basit bir oyun önerir ve ikisinin de farkında olmadıkları bir çekimi ateşler.
Sabah olduğunda Lacey herkesten kaçmak için ayarlanmış olan balayına gitmek istediğini söyler ve artık bir eşi olmadığı için Galen in onunla gitmesini ister. İkilinin evli bir çift gibi gittikleri Porto Riko daki tatil köyünde aralarında geçenler ve yaşadıkları yakınlaşma ikisi için de unutulmaz olacaktır.. 

Neye niyet neye kısmet vakaları hep bende vuku buluyor :D Bir şey yazmak için Pc açıp, bambaşka bir şey yazarken kendimi buluyorum. Kitabı kaç ay önce okuduğumu bile unutmuşken hakkında yazı yazabileceğimi düşünmem saçma oldu ama bir şeyler karaladım sanırım >_< :D 
Kitabı çok sevdim. Yazarın daha önce de Kiralık Eş kitabını okumuştum ve bayılmıştım. Sürpriz Balayı kitabına da hevesle başladım ve beklediğim gibiydi. Tabi ki sırada Kiralık Sevgili var. ^^ 
Herkese Keyifli günler (:




4 Ekim 2015 Pazar

KÂBUS KULÜBÜ SERİSİ - ANNIE GRAVES

" Hayal gücü olmayan birinin sıkılması çok normal! "
Yazar : Annie Graves 
Yayın evi : Martı Genç - Martı Yayınları
Çeviri : Çiğdem Köfüncü
Tür : Gençlik, Korku
Seri :
1 - İmdat! Abim Bir Zombi *
2 - Aynadaki Yansıma *
3 - Bir Köpeğin Kahvaltısı *
4 - Hamster Katili *
5 - Küçük Frankenstein'lar
6 - Kurt Isırığı
7 - Şeytan Bakıcı
8 - Lanetli Yumurta
*****
Kâbus Kulübüne katılmanız için yapmanız gereken tek şey; gerçekten ama gerçekten korkunç bir hikaye anlatarak ev sahibi Annie'yi ikna etmek. Bu sayede babanızı arayarak, gelip sizi almasını söylemek zorunda kalmazsınız. ^^ 
Annie'nın gelenekselleşmiş Cadılar Bayramı gecesinde tüm arkadaşları onda yatıya kalmaya gelir ve yine gelenek üzerine herkes sırayla en korkunç hikayeyi anlatır. Hikayenin ürkütücü ve korkunç olması için bir parça gerçek ve fazlasıyla inandırıcı olması gerekmektedir. Yoksa kovulursunuz!
Her kitapta farklı bir arkadaşın anlattığı korkunç hikayeye yer verilmiş. 
Bu çocuklar böyle kadar korkunç hikayeleri nasıl anlatabiliyor. o.O Bu gençler çıldırmış olmalı. >_<
Eğlenceliydi :D Dört kitabı tek seferde okudum sanırım ^^ Annie nın kurbağası Reçel ve muhteşem siyah kediciği Cırmık'ı çok sevdim :D
Annie'nın dediği gibi; Bu hikayelerden sonra uyumam imkansız. Korkumu bastırmanın tek yolu bir öykü daha okumak :D 
Peki sıradaki hikaye ne zaman çıkacak? (:

Puanım:





16 Eylül 2015 Çarşamba

KÜÇÜK HIRSIZ - SENA YAVUZ

Yazar : Sena Yavuz
Sayfa : 416
Yayın evi : Martı Yayınları
Tür : Macera, Günümüz Aşk

*****
 O gün bitirdiğim birkaç şeyden biri 'Küçük Hırsız' kitabı. (Diğeri iş hayatım. Ne siz sorun ne ben anlatmaya başlayayım >_< ) 
Okuduğum ilk Wattpad kitabı olarak ne beklemem gerektiğini bilmeden başladım sayılır. Malum son dönemde oldukça büyük bir eğilim var. Seveni olduğu kadar eleştireni de var ve neredeyse her yayın evinden çıkan tazecik bir yazar var.  ^_^ Hepsinin ortak noktası Wattpad. Bence çok büyük bir şans. Hiçbir zaman yazar olabilecek kapasitem olmadı ama harika kitaplar yazan dostlarım oldu. Onların da bu şansı yakalaması, yazdıklarının değer bulması beni çok mutlu ediyor. (: 

"Ve kötü olan, prensese aşık olur.
Bizim hikâye fazlasıyla değişik."

Azra için hayatın onu mecbur bıraktığı şeylerden biridir hırsızlık. Hasta olan babaannesine hissettirmeden okulu bırakmış ve geçinebilmek için orada burada çalışmaya başlamıştır. Bir grup 'zengin züppe' tarafından işinden de olunca ilaç parası için alışkanlık haline getirdiği ödünç alma oyununa başvurur.  Yaşıtı olan ama dert tasa bilmeden gülümseyen o genç bu yüzden hedefi olmuştur. Yaşadıklarının hıncını almak ve kendince bir Robin Hood olmak. Farkında olmadığı şey ise o gencin, Ekin'in elinden kurtulamayacak, hatta onun sayesinde hayatının tamamen değişecek olmasıdır.
Hayatına sihirli değnekle dokunulan bir hırsız için neler değişecek ve bu değişim onun için nelere mal olacak?.  
"Bu hikayede mutlu son yok." 
Ama Anıl vaar.!! Ben bu kötü karaktere bayıldım. *_* Çok cool ^^ Onun bölümleri zevkle okudum. Hatta bırak Ekin'i. Orada Anıl varken Ekin de kim? demiş bile olabilirim. Kısaca #TeamAnıl *_*
Son olarak hikayede farkına vardığım bazı noktalara değineyim. Yazarımız bir hayli KDrama izliyor sanırım. Nereden, hangi diziden esinlendiği, o kısımlara geldiğim anda dudaklarımdan dökülüverdi :D Tabi ki kendi cümleleriyle harmanlayarak anlatmış. Bu yüzden göze batmıyor hatta kitaba yakıştığını bile söyleyebilirim. (:
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım:


15 Eylül 2015 Salı

AŞK YAĞMURU - JILL SHALVİS (Animal Magnetism, #1)

  Orjinal Adı : Animal Magnetism
Yazar : Jill Shalvis
Sayfa : 348
Yayın evi : Nemesis Kitap
Çeviri : Deniz Rukiyye Sakallı
Tür : Günümüz Aşk, Roman
*****
Okuduğu kitaba hemen yorum yazabilenlere çok imreniyorum ve kendime koca bir soru işareti hediye ediyorum. -_- Neden ben yapamıyorum? 
Bu kitabı aylar önce okudum. Hatta biraz daha zorlasam yıl olacak.(Çaktırmayın, Şuan da tekrar okuyor bile olabilirim O:) ) Bayıldığım harika detaylar vardı kitapta. Kızımızın hayvanlarla olan ilişkisi de öldüğüm kısımlardan sadece biriydi. *_* Yazarın anlatımını da çok sevdim. ^^ Okumak için sabırsız olduğum birkaç kitabı daha var. *_* 
Brady Miller hayatını, savaş meydanlarında, arkasında bıraktığı bir şey olmadığını bilerek cesurca savaşarak yaşamaya alışmış kiralık bir askerdir. Birlikte büyüdüğü ve kardeşleri olarak gördüğü Adam ve Dell onu sürekli yanlarına, Sunshine kasabasına davet ederler. O her defasında reddeder. Ta ki onlar hayır diyemeyeceği bir teklif sununcaya kadar. Bell 47 onun için atılan bir yemdir. Bu koca kuş, onun zayıf noktalarından biridir. Brady'nin karşı koyamayacağını biliyorlardır.  Kısa süreliğine gelmeye karar verdiği bu küçük kasabada Brady'nin arabasına arkadan toslayan biri, aracında sayısız garip hayvan olan bir kadın sayesinde tüm planları altüst olur. Ortama ve hayvan barınağının sahibi olan Lilah'ın tahmin edemediği davranışlarına alışmaya çalışırken kendini fena halde kaptırdığının farkında değildir. 

"Çünkü seninle aşka düşebilirim, Lilah. Öyle sert ve derin düşerim ki bir daha asla gün yüzüne çıkmak istemeyebilirim."
Lilah zorlukla nefes alıyordu. " Bunun nesi yanlış?"
"Boğulabiliriz!."

Peki bu aşk, gitmeye alışmış bir askeri kalmaya ve pembe panjurlu bir evde yaşamaya ikna edebilecek midir? :D

Herkese Keyifli Günler ^^  
Puanım:



13 Eylül 2015 Pazar

BEYAZ YAKALI SERSERİLER - JANET EVANOVICH (Kelle Avcısı Stephanie Plum - 17 )

 Orjinal Adı : Smokin' Seventeen
Yazar : Janet Evanovich
Sayfa : 336
Yayın evi : Martı Yayınları
Çeviri : Didem Uğur
Tür : Komedi, Polisiye, Macera,
Seri:
17 - Beyaz Yakalı Serseriler * 
18 - Kafası Güzel Serseriler
19 - Notorius Nineteen
20 - Takedown Twenty
21 - Top Secret Twenty-One

*****
Uzun süredir gözümün önünde olduğu halde ertelediğim bir kitaptı. Kapak tasarımı, ismi, konusu çok çekici geliyordu. Bir gün Stephanie Plum, gel kız buraya! dedim ve okumaya başladım diyebilirim. Serinin 17. kitabı olmasından mı neden bilmiyorum ama bir hayli zorlandım. Beynimde iç savaş çıktı. Bazı yerler harika ilerleyip beni heyecanlandırsa da, bazı kısımlar bir o kadar beni yordu. Okurken kendimle cebelleştim. Sürekli bir eksiklikten yakındım ama ne olduğunu çözemeden son sayfaya geldim. Kitabı henüz okumamış olanlara tavsiyem önce Aşk ve Para filmini izleyin ^^ Ben sonradan bulmuş olsam da filmi izleyince her şey yerli yerine oturdu diyebilirim. Sanırım tek tek okunabiliyor olsalar da benim bünye Kitapları seri olarak istiyor :D 
Kızımız evlenmiş boşanmış ve kendini işine adamış acımasız bir kefalet ofisi memuru. Elinden ne vampir kurtuluyor ne de başka biri. Onu korkutabilen tek şey erkek arkadaşının ürkütücü büyükannesi. Kadın bana göre komedi :D Bu arada stephanie nin seçim yapamadığı iki isim var. Biri yakışıklı polis ve görünürdeki sevgilisi Morelli, diğeri ise güvenlik şirketinin karizmatik sahibi Ranger.
 Seçmek bu kadar zorken annesi ve büyük annesi ona yeni bir talip bulurlar. 
Tüm bu karmaşada birde kefalet ofisinin (-ki kendisi oldukça kasvetli bir karavan) bulunduğu arsada cesetlerin ortaya çıkmasıyla her şey iyice karışır. Cinayetlerin sebebini öğrenmeye çalışırlarken olayların boyutu değişecek ve Stephanie için işler hiçte kolay olmayacaktır.. 
"Connie, Lula ve Vinnie çoktan gelmiş, arabalarını sokağın ilerisine park etmişlerdi. Olay yeri inceleme arabası, polis arabası, ambulans, televizyon uydu arabası yoktu. Vay be, cinayetsiz bir gün. Acayip rahatlamıştım."
Ne kadar ilk kitap beni zorlasa da ikinciyi de okuyacağım. Hatta şimdi konu hakkında bir fikrim olduğu için daha rahat ve zevkle okuyacağımı düşünüyorum ^^
Herkese Keyifli Günler :)

Puanım:


31 Ağustos 2015 Pazartesi

SENİN YERİNDE OLSAYDIM - LISA RENEE JONES

 Orjinal Adı : If I Were You
Yazar : Lisa Renee Jones
Çeviri : Hülya Bakça
Sayfa : 328
Yayın evi : Arkadya Bitter 
Seri : 
1 - Senin Yerinde Olsaydım* 
2 - Being Me
 3 - Revealing Us 
3.2 - Rebecca's Lost Journals
 4 - No In Between
 5 - I Belong to You
 6 - All of Me
*****
 Bir süre önce Arkadya yayınlarının yeni bir tarzla Arkadya Bitter'i çıkartacağı duyuruldu ve ardından sosyal paylaşım sitelerindeki alıntılarını görerek ilk kitabı feci şekilde merak ettik-ettim. :D
'Senin Yerinde Olsaydım' kadar beklediğim başka bir kitap daha olmadı sanırım. (Her şeyin yanı sıra Onda çok değerli kişilerin emeği var *_* ) Tabi ki elime geçer geçmez hemen okudum ama daha yeni yazabiliyorum (: Serinin devam kitabını, hatta yayın evinden çıkan diğer kitapları da merakla bekleyerek, ilk fırsatta okumayı planladığımı söylemeye gerek yok sanırım ^^
  
Kendi halinde bir öğretmen olan Sara, en yakın arkadaşı Ella'nın evinde unuttuğu günlük sayesinde sıradan hayatının bir hayli dışına çıkar. Önceleri günlüğün arkadaşına ait olduğunu zannetse de gerçeği kolayca öğrenir. Arkadaşı onu garaj satışlarından almıştır ve günlük Rebecca adında bir kadına aittir. 
 Ella'nın ani kararıyla başka bir ülkeye evlenmek için gitmesi üzerine günlük ve Rebecca'ya ait başka eşyalar Sara ya miras kalmıştır. İçeriğinde saplantılı bir seks hayatının anlatıldığı günlük Sara yı çok etkiler ve günlüğün bittiği yer, dahası Rebecca nın esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuş olması ise gelinen son noktadır. Her şeyden çok Rebecca yı bulup nasıl olduğunu öğrenmek ve eşyalarını iade etmek isteyen Sara, Rebecca nın eşyaları arasında bulduğu bir broşür sayesinde Allure Sanat Galerisine gitmeye karar verir. Kapıdan girdiği anda Rebecca yı arayışı yerini, derinlerde saklı tuttuğu sanat sevgisinin açığa çıkmasına bırakacaktır. Galeri sahibi Mark Compton la tanıştığında ise Rebeccan ın yerine çalışmak için yaz sezonun da bir iş sahibi olmuştur. Amacı Rebecca hakkında ipucu bulmak olsa da kendini aşık olduğu işe kaptıracak ve hayranı olduğu ünlü bir ressamla tanışacaktır. Mark Compton ve Chris Merit arasındaki gövde gösterisine maruz kalan kızımızın ise kimi seçeceği gerçekten zor bir karar olacaktır.

Harikaydı!. Yazarın hikayeyi anlatış biçimi ve özellikle kitabın çevirisi çok akıcıydı. Sıkılmadan bir bölüm daha diyerek çabucak bitirdim. Hele son sayfada 'Nayııırrr!!' diye ciyaklamış bile olabilirim :D 
 Kitabı sevdim ve bunu daha nasıl ifade edebilirim bilmiyorum. Arkadya Bitter'in kapak tasarımları ise ayrı bir harika. Görsellik ve renkler, kapaktaki desenler gerçekten muhteşem *_* İyi ki orjinal kapakla basılmamış. ^^ Aslında oda fena değil ve genelde orjinal kapak taraftarıyımdır ama ilk bakışta bana Linda Howard - Kara Melek kitabını anımsatmıştı. Nitekim yanılmamışım :D O yüzden bu halini çok sevdim. *_* İkinci kitap nasıl olacak ve ne zaman çıkacak.. Büyük merak içerisindeyim (:
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım :





24 Ağustos 2015 Pazartesi

DÖNÜŞÜM - RACHEL VINCENT (Dönüşüm Serisi 5. Kitap)

Orjinal Adı : Shift
Yazar : Rachel Vincent
Sayfa : 413
Yayın evi : Pegasus Yayınları
Çeviri : Esra Doyuk
Tür : Fantastik, Macera
Seri : 
1 - Serseri
2 - Kaçak
3 - Gurur
4 - Tuzak
5 - Dönüşüm *
6 - Lider
*****
Kedilerimi özledikçe bu seriye sardığımı yada bu seriyi okudukça onları daha çok özlediğimi fark ediyorum. :/
 Dönüşüm serisi, özellikle Faythe hakkında pek çok arkadaşımla hemfikirim. Kızı zerre kadar sevmiyor ve çokça kıl oluyorum. -_-  Yinede okumaktan vazgeçemiyorum. Hikayenin özgünlüğü, farklılığı ve akıcılığı beni benden alıyor. Her kitapta bitmeyen bir heyecan dalgası sarıyor. Onca vampir, kurt adam ve fantastik hikayenin yanı sıra kediler bana farklı ve daha çekici geliyor. Gurur sürüsü ve onların içlerindeki kıdem savaşları gerçekten etkileyici. Faythe'nin çokça asi olması da arada insana çekici gelen bir şey. Ama hepsi o kadar -_- 
Kitabin başından sonuna kadar dayanılmaz derecede sinir harbi yaşadım. Dördüncü kitabin son yüz sayfasını hatırlayanlar beni anlayacaktır. >_<  Bazen kitaba dalıp Faythe'i tokatlamak, kendine getirmek, bazen de esas kız olmak dışında ne yaptı ki bu kadar seviliyor diye isyankar tiriplere girmek, bazen de dik duruşu ve başına buyruk halleriyle işte benim kızım diye alkış tutmak arasında gide gele, gide gele kafayı yedim. Zaten punto da küçük. -_-  Gözleri şaşı edercesine sayfaların içine gömülüp çıkamadım kitaptan. Bir bölüm daha okuyayım heyecan yatışsın, bölüm durgun bitsin bende huzurla uyuyayım dedim ama nerdee. Ya bir kitapta hiç mi tempo düşmez? 
Kitabı, yerme ile sevme arası gelgitlerim bittiğine göre konuya geçebilirim.(Biri 'nihayet!' mi dedi? O.o )

" Uğruna savaşılması gereken her şey zordur!"
 Sürü henüz yas tutarken, beklenmedik bir anda Kaci'nin dev bir Gökgürültüsü kuşu tarafından kaçırılmaya çalışılmasıyla işler iyice karışır. Kapıya dayanan savaş yetmezmiş gibi bir de bu kuşlar nereden çıkmıştır ki? Bu güne kadar gören ya da duyan olmadığı gibi haklarında bir şey bilen de yoktur. Tanımadıkları yeni bir düşmanla karşı karşıyadırlar. Gökgürültüsü kuşlarının orta güney gurur bölgesine saldırmasındaki amaç ne olabilir? Faythe sürüsünü kurtarmak için liderlik yolunda önemli kararlar verecektir.
Öte yandan Malone'un sinsi planları da tıkır tıkır işlemektedir. Liderliği Orta Güney Gurur bölgesinin elinden alabilmek için müttefikleri kendine çekmeye ve oy çoğunluğunu sağlamaya çalışmaktadır. Tabi bir de dişi kedileri kendi himayesine geçirerek ailesindeki erkek kedilerle evlendirmek istemektedir. Onun planlarına engel olabilmek gerçekten çok zor olacaktır. (Mendebur kedi ne olacak. -_- )
Bu arada Jace, Marc ve Faythe arasındaki gerilim ise tam gaz devam ediyordur. (Hatta bana daral geldi >_< ) Faythe bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. (Bir arkadaşımın* dediği gibi. Kedi değil mi? Nankörlük kanında var. :D )
Cinnetlik bir kitaptı. Lideri okumak için hem çok hevesli, hemde çok kararsızım :D İşin aslı Kitap Tutkusu diretmeseydi Dönüşüm'ü bile henüz okumamış olabilirdim. :D 
Devamı için tekrar gaz verse hiç fena olmaz hani ^^
Herkese Keyifli Günler..

Puanım:


18 Ağustos 2015 Salı

TEKLİF - EMILY SNOW

Orjinal Adı : Devoured
Yazar : Emily Snow
Sayfa : 303
Yayın evi : Novella Yayınları
Çeviri : Gülfem Çırak
Tür : Günümüz Aşk
*****
Bu yorumu sil baştan ikinci kez yazışım. İlk defasında olaya çok farklı bir yönden baktığımı fark ettim. Kitabı okuyanlar olarak sizde bir şeyler eksik gibi hissettiyseniz bendensiniz demektir. 
Yazarın daha önce de Medcezir (-ki yorumuma Buradan! ulaşabilirsiniz) kitabını okumuş ve çokta beğenmiştim. 
Teklif ise çok eksik yarım, ne bileyim böyle atlanarak yazılmış gibi geldi. Hep bir şeylerin eksikliğinden yakındım. Sayfalar çabucak akıp bitse de yeterli değildi sanki. Kitabın konusu birazcık klişelere dayalı. Özellikle şu sıralar TV dizilerinin en sevdiği konu olan, anlaşmalara dayanan bir birliktelik.  Yazarın kalemiyle farklı ve onlardan çok daha güzel olabilir dedim ve heyecanla okumaya başladım. Hatta kitap elime geçer geçmez sıradakini erteleyerek bunu öne aldım diyebilirim. Nitekim yazdığım yorumu düzenlerken, kitabın seri olup olmadığına, seri ise kaç kitap olduğuna bir bakayım dedim ve dınınınım!!.. Serinin 0.5 diye bir kitabi varmış. Yanı Teklif, serinin ikinci kitabı olduğu için bana bu denli eksik ve yarım gelmiş, ki cidden kitapta konunun öncesine değindirmeler yapılıyor ve aval aval bakmaktan kendini alamıyor insan. >_< (Şahsen ben öyle oldum -_- )
Her zamanki gibi canımm Kütüphanemden Kitap Manzaraları benim yakınmalarımı dinlerken bana o acı gerçekten bahsetti. Muhtemelen sadece net ortamında bir kitap olduğu için basılmamış ve doğal olarak bizimkilerce alınmamış olabilirmiş.. :'(
Fazlaca dertlenmişim sanırım, konuyu nereden nerelere çektim. Ama demesem içimde kalabilirdi. Acımı içime atarak, konuya dönmeye çalışayım bari :P
İşine oldukça bağlı ve çalışkan olan kızımız, en popüler dizilerden birinde kostüm işinde çalışıyordur. Patronuna göre bu iş için ölen onlarca insan varken Sienna'nın daha fazla çalışması gerekiyordur. Sienna'yı uzun süredir arayıp sormamış olan erkek kardeşi, üst üste aramaya başlayınca bir şeyler olduğunu anlar ve tam olarak da büyük bir sorunla karşılaşır. Büyük annesinin aldığı kredi karşılığında doğup büyüdükleri, dedesinden kalma evini ipotek ettirmiş ve ödeyemediği içinde elinden alınmış, hatta şimdiden satışı yapılmıştır bile. 
Patronundan kopardığı zoraki bir izinle doğup büyüdüğü kasabaya vardığında ise evi satın almış olan ünlü Rock yıldızıyla karşılaşır. O kişi, bundan iki yıl önce Sienna yı evinden kovanla aynı kişidir. Ve şimdi ikisinin de çok istediği bir şey vardır.
 O, Sienna'nin on gün boyunca kişisel asistanı, yanından ayirmadığı kölesi olmasını istemektedir. Sienna da büyük annesinin evini.
 İkisi arasında bir anlaşma yapılır. On gün onun asistanı olarak çalışacaktır ve ikisinin de uymaları gereken kurallar vardır. Bu on gün sonunda ev Sienna'nın olacaktır. 
"Benden ne istiyorsun?"
"Her şeyini.. Ama şimdilik... benim için çalışmanı istiyorum." 
Kısacık zaman diliminde yaşananlardan sonra, ikili arasındaki küllenmiş duygular tekrar alevlenecek ve işler karışacaktır. Konulan kurallar teker teker yıkılacaktır. Ama Lucas'ın hayatı sanılandan daha karışıktır..
Herkese Keyifli Günler ^^






13 Ağustos 2015 Perşembe

YAKUT KIRMIZI - KERSTIN GIER (Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer 1)

Orjinal Adı : Rubinrot - Liebe Geth Durch Alle Zeiten
Yazar : Kerstin Gier
Sayfa : 350
Yayın evi : Pegasus Yayınları
Çeviri : Firuzan Gürbüz
Tür : Fantastik, Aşk, Macera
Seri : 
1 - Yakut Kırmızı
2 - Safir Mavi
3 - Zümrüt Yeşil
*****
Uzun suredir alışveriş sitelerindeki tüm listelerimde, sepetlerim de olan, Gördüğüm her yerde girdiğim her kitapçıda el sürüp hasret giderdiğim serime sonunda bir sahafta kavuşmak nasip oldu.  *_*
Ben almak için ölürken birileri onu ikinci ele vermiş O.o Hemde hiç okunmamış gibi. Sahaf abinin dediğine göre, (dedikoduyu hiç sevmem O:) ) kızın birine doğum günü hediyesi olarak gelmiş ama o istemediği için, okumadan getirmiş bırakmış. Lagnn nasılll didim. Nasıl kıymış. :O Ama kıymasaydı ben alamayacaktım tabisi. O yüzden kız arkadaşımıza buradan coşkulu teşekkürlerimi yolluyorum. :*
Neyse efenim, kitaplarıma kavuşmuş olmanın mutluluğuyla hemen ilk kitaba başladım.. Ve Kısa surede bitti. :( Nasıl okudum, ne zaman bitti anlamadım. 
Konu çok güzeldi. Etkileyici ve heyecanlı ama diziler gibi de tam yerinde bitti. İkinci kitabi merak etmemiz için birçok gizem ve ucu açık konu vardı. Çozüm olarak hemen safir maviye başlamamı öneriyorum kendime :D 

" Sen hazırsan, bende hazırım. "

Gwendolyn, tüm tuhaflıkları ve ailesinden olan farklılıklarıyla on altı yaşında bir lise öğrencisidir. Kuzeninin miras aldığı harika! gen sayesinde zamanda ilk sıçramasını yapmasını bekleyen heyecanlı aile üyelerinin, onu ise yaramaz biri olarak görüyor olamaları umurunda bile değildir. Ta ki o gün, baş dönmesi artık dayanamadığı bir noktaya geldiğinde, kendisini geçmişte buluncaya kadar. Sadece birkaç dakikalık bir şey olsa da gerçeği fark etmiştir. Aile büyükleri bir hata yapmıştır. Çünkü zaman yolcusu olan kuzeni değil kendisidir. Birkaç sıçramanın ardından arkadaşı Leslie nin zoruyla durumu annesine söyler. Annesi ise olmamasını umduğu şeyin başına geldiğini öğrenince kızını hemen mabede, Kronografın olduğu yere götürür. 
Doğumundan itibaren aldığı eğitimin boşuna olduğunu öğrenen Charlotte ise bu armağanın kendisi yerine kuzeni Gwendolyn de olmasına karşı isyanlardadır. Öte yandan annesinin yüzünden hiçbir şey bilmeden büyüyen Gwendolyn olanlara tamamen hazırlıksızdır ve öğrenmesi gereken milyonlarca şey vardır. Yol arkadaşı olan Elmas yani Gideon, ayaklı kütüphane olmanın dışında fazlasıyla da kendini beğenmiştir. İkili, muhafızlar tarafından verilen görev için geçmişe giderken her defasında biraz daha yakınlaşmaktan kaçamayacaklardır. Bu sırada görevi tamamlamanın yanı sıra, kronografla ortadan kaybolan kuzeninin gizemini çözme isteği dayanılmaz bir hal alacaktır. 
"Zaman, çatlaklardan oluşan lanetli kader parçacıkları, düzeltmek için dünyaya geldiğim."
William Shakespeare
Neredeyse tüm kitabı bir kere de anlatacak olmamı bir yana bırakırsak, gözüme yinede eksik gelen bir yorum oldu. Anlatmaya doyamamak bu olsa gerek :D 
 Kitabı sevdim. Konuyu sevdim. Aralara serpiştirilmiş sözleri sevdim. Ben bu aşkla serinin devamını okuduktan sonra tekrar başa sarabilirim. ^^
Herkese Keyifli Günler (:





6 Ağustos 2015 Perşembe

Mim//Book Courtship Tag

  
Canım Kitap Tutkusu'nun mimlemiş olduğu bir etkinlikle Ağustos ayına start vermiş oluyorum. Evet üzerinden haftalar geçti ama ben anca yapabiliyorum. :P bunda yaşadığım pek çok olumsuz etkenle birlikte tembelliğimin de bir hayli katkısı var tabi. (:
 Bana eskileri hatırlatan güzel bir mim oldu. Kitap Tutkusu'na teşekkürlerimi iletip lafı uzatmadan sorulara geçeyim. 

Adım 1: İLK BAKIŞ – Kapağı yüzünden aldığın kitap?

J. Morgan - Romantik Vampir 
Heveslenerek almış ve hemen başlamış olsam da tüm aşk oraya kadardı. Bitti ve ben hemen onu sahafta başka bir kitapla takas ettim. Bana göre cin alinin vampir versiyonu gibiydi :D >_< 

Adım 2: İLK İZLENİM – Arka kapak yazısı yüzünden aldığın kitap?

Paulo Coelho - Elif
Bu kitap, en uzun sürede okuduğum kitap olma unvanını elinde bulunduruyor diyebilirim. Bazı yönlerini çok sever hatta arada hatırlarım. Kendi kendime kapı önünde, tam çıkacakken sohbete tutuşunca 'burası elif noktası sanırım' dediğim de olmuştur. Buda bana kitabı aldıran arka kapak yazısı :P

Adım 3: TATLI DİL – Harika üslupla yazılmış kitap? 

Bozulan Yeminler - Sabrina Jeffries
Kadının tüm kitaplarını çok seviyorum. Yazım tarzına, kelimelerine aşık bile olabilirim :D  Kaç kitabını okudun derseniz sadece iki tane derim ama şimdiden en sevdiğim yazarlar arasında liderliğe oynuyor ^^

Adım 4: İLK BULUŞMA – Sana serinin devamını aldırtan serinin ilk kitabı?

Larissa Ione - Ares (Mahşerin Dört Atlısı) 
Bu kitabı yıllar önce fuardan, bir hayli aramalar sonucunda almıştım. Hatta stand görevlisi abi hala aklımdadır. >_<
Extra ayraç istediğimde bana attığı o kötü bakış unutulacak gibi değil. :D

Adım 5: GECE YARISI TELEFON KONUŞMALARI – Seni bütün gece ayakta tutan kitap?

Stephenie Meyer - Alacakaranlık 
Genelde kitap okumaya başlayınca uykum gelmez ve çoğunlukla sabaha karşı anca uyuyabilirim. Ama özellikle bu kitabı, bir gün akşam üzeri elime alıp sabaha kadar bitirdiğimi bilirim :D 

Adım 6: HER ZAMAN AKLIMDA – Aklından çıkaramadığın kitap?

İtiraf etmek gerekirse, sevmediğim kitapları almıyorum, okumuyorum :P 
E doğal olarak da sevdiğim aklımda kalmama ihtimali yok. genelde tüm kitaplarım hep aklımdadır. (: Seçemiyorum yani :D

Adım 7: FİZİKSELLEŞME (Gözler gözlerimde olayının artık eller ellerimdeye dönüşmesi) – Eline alıp okuduğunda sana güzel hissettiren kitap?

William Shakespeare -  Romeo & Juliet 
Kendimi ne zaman kötü, dertli, sıkılmış veya hüzünlü hissetsem hemen elime alırım. Birkaç sayfa sonra musmutlu bir ben görebilirsiniz ^^


Adım 8: AİLEYLE TANIŞMA – Ailene veya arkadaşlarına önereceğin kitap?
Fatma Erdek - Kara Kış Beyaz Düş
Farkli ve etkileyici bir kitap okumak isteyen herkese tavsiyemdir. Gerçekten muhteşemdi. 


Adım 9: GELECEK PLANLARI – Gelecekte tekrar okuyacağını bildiğin kitap ya da seri?

Kerstin Gier - Yakut Kırmızı (Aşk Tüm Zamanların İçinden Geçer)
Serinin sadece ilk kitabını okumuş olmama rağmen, açıp açıp rastgele sayfalarını sürekli okuyasım var. (: 

Adım 10: BİR AŞKI PAYLAŞMA – Kimi taglıyosun?

Şimdiye kadar herkes yapmış olmalı. O yüzden aşkımı içimde yaşamalıyım sanırım. :) 
Herkese Keyifli Günler ^^