27 Ekim 2014 Pazartesi

BOZULAN YEMİNLER - SABRINA JEFFRİES

 " Bu doğru değil," dedi Freddy ciddiyetle. "Sana nasıl baktığını gördüm. Bu bakış benim tabakta son kalan pastırmaya baktığım gibi. Senden hoşlanıyor."
Orjinal Adı : The Truth About Lord Stoneville
Yazar : Sabrina Jeffries
Sayfa : 374
Yayın evi : Epsilon Yayınları
Çeviri : Funda Sularöz

Tür : Tarihi Aşk
*****
Bu sıralar epey tarihi kitap okudum sanırım. Ben ki fantastikten başka şey bilmezdim. Meğer neler kaçırıyormuşum :D
Şu yazımda bahsettiğim gibi bu kitabı bir sahaftan aldım. 
Ve bana tavsiyede bulunan isimlerden biriyle okudum. Kütüphanemden Kitap Manzaraları.. Birlikte kitap okumayı çok seviyorum. Hatta bu duruma aşığım. *_* Kitabı okurken ki heyecanını paylaşabileceğin biri olması çok güzel.
"Bir şey, iyi bir adamın vicdanını rahatsız ediyorsa, dünyanın tüm parası önüne de serilse bu onun sessiz kalmasını sağlamaz. "

On sekizinci yüzyıl başlarında yaşanan trajik bir olay sonucu anne, babasını kaybetmiş olan Oliver ve kardeşleri yetim kalarak büyük anne gözetimine girerler.
 Ölümlerden kendini sorumlu tutan Lord Oliver, annesinin söylediği son sözleri asla unutamaz ve kendisini suçlu ilan ederek babasına benzemeye zorlar. 
O ve kardeşleri tabiri caizse günlerini gün ederler. İsimleri Halstead Hall'un yaramaz çocuklarına çıkar. 
İyice yaşlanıp torunlarının çocuklarını görmekten başka dileği olmayan büyük anne Hell onları zor bir şarta tabi tutar. Hepsi bir yıl içinde evlenmek zorundadırlar. Yoksa tüm mirastan mahrum kalacaklardır. 
Kardeşlerden en büyüğü olan oliver'in evlenmemek için bir plan yapar ve bir genel evin kapısında karşılaştığı, Amerika da ki gemi şirketinin varisi, kayıp nişanlısı Nathan'ı bulmak için İngiltere'ye gelmiş çaresiz güzel Maria ile bir anlaşma yapar. Yardıma karşılık yardım. 
O bir kaç haftada değişen duygulara hiçbiri engel olamaz. Oliver'in Verdiği tüm uğraşlar ve kurduğu planlar tersine döner. Sahte nişanlısı Maria'ya gönlünü kaptırır.   
Gerçekten muhteşem bir hikayeydi. Kısacık bir zaman diliminde okudum. Serinin devam kitaplarını da okumak isiyorum hatta sabırsızlanıyorum diyebilirim. Yazarın kurguladığı karakterler çok eğlenceli. (:
 Ve sanırım En küçük kardeş olan Leydi Celie'da kendimi gördüm :D
Herkese Keyifli Okumalar ^^

Puanım :









22 Ekim 2014 Çarşamba

DIY - ŞİŞE KAPAKLARINDAN DUVAR SÜSÜ YAPIMI


Her işe burnunu sokan biri olarak, yeni bir DIY yazısıyla daha geldim :P 
 Yaz boyunca kullandığımız sütlerin ve pet şişelerin kapaklarını değerlendirmek adına annemle birlikte bir işe kalkıştık.
 'Geri dönüşüm' diyebilirsiniz ama maalesef oraya vermek bulunduğumuz yer itibariyle neredeyse imkansız olan bir konu. Evet bizde farklı bir yolla değerlendirdik ve onlardan süs amaçlı değişik şeyler çıkardık.
  Topladığımız kapaklara, çatlamasın diye sıcak bir şiş (yada elinizde ne varsa) ortasından delik açarak hazırlıyoruz.
Sonra herhangi istediğiniz iki renk ve uyumdaki ipler ile kapakları örüyoruz. Kısaca iğne ile sıkıca sarıyoruz. :p
Yeterli sayıda yaptıktan sonra arka yüzünden birbirine dikip sabitliyoruz.
Bu sırada istediğiniz şekilde yapabilirsiniz. Hiç denemedim ama fotoğraf çerçevesi falanda yapılabilir sanırım :P 
Sabitleyip şekil verdikten sonra üzerine pullar ve boncuklarla işleyerek daha kişisel ve farklı hale getirebilirsiniz.
Ben elimde ne kalmışsa onlardan buluşturup yaptım. Daha güzel renklerle daha hoş olacağına eminim ^^
Herkese Keyifli Günler..
Ve şimdiden kolay gelsin ^^

19 Ekim 2014 Pazar

ÇİRKİNİN AŞIĞI - ELIZABETH HOYT

"Senden beklenenleri yapmak daha kolay bir yol olabilir ama bu, aynı zamanda doğru yol olduğu anlamına gelmez..."
   Orjinal Adı : The Raven Prince
Yazar : Elizabeth Hoyt
Sayfa : 383
Yayın evi : Pegasus Yayın Evi
Çeviri : Fulya Gümüşpala Teke
Tür : Tarihi Aşk, Roman, Yetişkin
Seri : 
1 - Çirkinin Aşığı
2 - Kalbimi Sana Verdim
3 - Bir Aşk Masalı
3,5 - Buz Prenses
*****
 Uzun, gerçekten uzun süredir beklettiğim bir kitap. Çıktığı an kapağına aşık olmuş, konusunda kendimi kaybetmiştim. Ama minimum iki yada üç senedir bekletiyorum.(Bunun için kendime çok pis kızgınım -_- ) Kitabı okuma hevesim kaçmasın diye hakkındaki hiçbir yorum ve eleştiriyi okumadım. Her kusuru ve mükemmelliği kendim tatmalıyım dedim. 
Birlikte okuyalım diyerek sevgili *_* Kütüphanemden Kitap Manzaraları vesile oldu ve okuduk ve bayıldım ve hayran kaldım ve inanılmaz sevdim ve ve... *_* Uzar gider :)
Nitekim bu yüzden çirkinin kız olduğunu düşünecek kadar klişe bir şekilde başladım kitaba ve Oops! alışılmışın dışında bir Kont Edward ile karşı karşıyaydım. *_* Okuyanların söylediği gibi defalarca gözden geçirilip, tekrar okunacak bir eser..
Anna Wren, yıllar önce ölen eşinin ardından, geçim sıkıntılarını atlatmaya çalışan bir genç kadındır. Para kazanabilmek için başvurduğu her işten eli boş doner. Bir gün çarpıştığı bir kahya, onun daha önce hiçbir kadının yapmadığı bir işe başlamasına vesile olur.
Artık huysuz ve çekilmez bir adam olan Beşinci Swartingham Kontu Edward De Raaf'ın sekreteridir. İkili arasındaki karşı konulmaz çekim ve tutku Anna'yı akıl almaz bir işe sürükler. 
Dönen entrikalar ve oynanan oyunlara rağmen büyüyen aşk..
Gerçekten soluksuz okunacak bir eser. 
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve ben devamı için sabırsızım.
Son olarak küçük bir itirafta bulunmalıyım sanırım :/ 
Bölüm başlarına konmuş olan 'Kuzgun Prens' hikayesını tek seferde okudum. :( O kadar çekiciydi ki dayanamadım *_*
Herkese Keyifli Günler ^^

Puanım :



11 Ekim 2014 Cumartesi

KİM OLDUĞUNU BİLİYORUM (Bir Alex Sedaka Romanı ) - DAVİD KESSLER

 " İnsanın karakterini iyileştiren ölümün kendisi değil, ölümün gölgesinde yaşıyor olmaktır.."
Orjinal Adı : I Know Who You Are
Yazar : David Kessler
Sayfa : 406
Yayın evi : Altın Bilek Yayınları
Çeviri : Zuhal İnal Baycılı
Tür : Macera, Polisiye, Gerilim
*****
Kitabı bitirmemin üzerinden sadece dakikalar geçti ve ben daha fazla dayanamadım. Bu yorumu yazmalıyım. 
Epeydir bu kadar soluk kesici bir şey okumamıştım. 
Aslında epeydir aşk romanlarının dışında bir şey okumadığımı fark ettim. :p Her neyse, Alex Sedaka romanı resmen ilaç etkisi yaptı.
İnanılmaz bir kurguya sahip ve beni resmen kitabın başına hapsetti. Şurayı okuyayım, Şurayı da okuyayım diyerekten rüyamda bile olayı çözmeye çalıştım. Ama bitti. :/ 
Tahminlerimin çoğu tutmadı ama tutanlar beni hayrete düşürmekten geri kalmadı. Her polisiye, gerilim gibi buda kendine göre epey çıldırtıcı gizemlere sahipti. 
California valisine giderek idam cezasının kaldırılmasını isteyen, arka kapakta yazıldığı gibi mahkum Chuck Burrow'un annesi değil, maktulün annesidir. Alex Sedaka davayı devraldıktan sonra 14 saat içinde mahkumun suçsuzluğunu kanıtlamak ve idam cezasını kaldırmak, en azından erteletmek için elinden geleni yapar. 
Kitap, bu 14 saat içerisindeki koşuşturma ve incelemeleri konu alıyor. Araştırdıkça ortaya çıkan gerçekler Chuck Burrow'un kurtulmasına yetecek mi yada Dorothy'nın annesinin son isteğini gerçekleştirebilecek mi? 
Harika bir kitap ama daha fazla detaya girerek spoiler verme riskini göze alamam. Çünkü birileriyle konuşup anlatmak için çıldırır vaziyetteyım. :D
" Kung Fu'nun ölümsüz sözlerinden biridir: Aradığım, Tüm cevapları bilmek değil, Daha çok soruları anlamaktır."
Siz sadece elinize alın ve kitabı okumaya başlayın. Devamı gelecek. 
Keyifli Günler (Hala etkisindeyim ^^ )

Puanım:



9 Ekim 2014 Perşembe

GENÇKEN BUNLARI İZLERDİM (0-10 YAŞ :D ) YABANCI DİZİLER ^^

 80'ler ve 90'ları kapsayan pek çok dizi olsa da benim, yani bizim evde sadece bazıları izlenirdi.
Bunların başında hayatımın unutamayacağım bir kısmını kaplayan Yalan Rüzgarı (The Young and the Restless) başı çekerdi :p 
Benden büyük olan iki ablamın günlük işkencesi gibi gelirdi o dönemler bana bu dizi. 
Kaçırılmadan izlenir ve bana da izlettirildi.:P Şimdi düşününce dizideki en ufak çocukların bile kocaman adam oldukları döneme kadar izlediğimizi hatırlıyorum. 
Hayır, zaman aşımı değil, adamlar cidden büyüyorlardı. 
O zamanlar büyümenin kolay ve çabuk bir şey olduğunu sanmam da bu dizinin etkileri azımsanmayacak kadar çoktu.
Şöyle bir bakınca, dizinin 1973'ten bu yana çekildiğini görüyorum. 1990 yılı başlarında Türkiye'de TRT tarafından satın alınarak, 1998 yılına kadar içlerinde Atv ve Show'un da bulunduğu birkaç kanalda yayınlanmış.
Dizi onlarca ödül almış bir efsane ve hala çekilmeye devam ediyormuş. Evet 2013 Ağustosunda 10235. bölümü çekilmiş.
*****
Küçük Ev (Little House on the Prairie) 
Küçük Ev, benim için "okuldan ne zaman döncem been" dizisi gibiydi. Loura'nın ve ailesinin maceralarını izlerken kendimi kaybederdim. Laura Ingalls Wilder adında bir yazarın hayatını konu alan bir dram dizisi olmasına rağmen içinde her şeyi barındırırdı.
 Mary kör olduğunda nasıl üzülmüştüm hala hatırlıyorum. Onların da büyüdüklerini gördük tabisi. Mary ve Loura'nın evlendiklerini ve final bölümünde tüm kasaba havaya uçtuğunu..  
Tabi unutulmazlarım arasına giren birde sarışın saçlı uyuz bir kız vardı. Hiiç sevmezdim -_- 
Dizi 1974 Tarihinde başlayıp 1983'e kadar sürmüş. Ülkemizde 2000-2002 yılları arasında kanal 7 de yayınlanmış.
 *****
ALF
  İlk uzaylı dizim bu sanırım ☺
Uzaydan, Melmac gezegeninden gelen ve kedileri yemeye çalışan garip yaratık, alf. ^^ 
Dizi 1986-1990 yılları arasında amerika'da yayınlanmış ve ülkemize gelmiş. 80'lerin sonlarında TRT 1 de yayınlanmış ve 90'larda da Kanal D de yayınlanmaya başlamış. 
*****
A Takımı (The A-Team)
1983-1987 yılları arasında çekilip Türkiye de 90'lı yılların başlarında ilk olarak Star Tv de yayınlanmış, 98 bölümlük bir dizidir. 
Sonraki yıllarda Kanal 7 ve Cine5 de yayınlanmış, ki ben kanal 7 de izlemiş ve çokça sevmiştim. ^^
 Ordudan ayrılmış ve Vietnam savaşına katılmış 4 adamın kurduğu özel bir tim, A Takımı maceralarının anlatıldığı bir dizidir.
2010 yılında dizinin yeni bir kadroyla(bkz. yukarıda ↑ ) filme çevrilme projesi vardı ve sanırım çekildi de. Ama ben izlemedim :P Yani henüz :D 
Evet buda filmimizin afişi (:

Ve son olarak A Takımı dizisinin en unutulmaz karakteri *_*
GMC G-Series G-15 Van Classic
Tam bir afeti-devran *_* 

Hepsini tekrar hatırlamak güzeldi (:
Keyifli Günler ^^



6 Ekim 2014 Pazartesi

MİHENK TAŞI - EDITH WHARTON

   "En kötüsü de hiçbirimiz okumayı bırakamıyoruz; ahlaksızlık kadar sinsi ve iyi ahlak kadar bezdirici..."
Orjinal Adı : The Touchstone
Yazar : Edith Wharton
Sayfa : 107
Yayın evi : Altın Bilek Yayınları
Çeviri : Özlem Sığırtmaç
Tür : Edebiyat, Aşk
*****
 Ne yönden bakacağımı bilmediğim bir kitaptı sanırım. 
Tanınmış bir yazar olan Bayan Aubyn'in Glennard'a hissettiği aşkın büyüklüğü ve ölümünden öncesine kadar ona yazdığı sayısız mektup. 
Öte yandan Glennard'ın başka bir kadına, Alexa'ya olan aşkına kavuşabilmek için yazılan mektuplar üzerinden kâr sağlaması...
Üç karakteri de anlamaya çalıştım. Mesela Bayan Aubyn'in yerinde olsam hortlar gelirdim sanırım :P 
Glennard'ı da anlıyorum. Sevdiği kadından ayrı kalmamak için gereken parayı bulabilmek adına her şeyi yapmaya hazırdı.
Alexa'nın durumu öğrenince duyduğu hayal kırıklığı...
Son olarak, o kadar çok değinilmesine rağmen bir nüsha bile mektup konulmamış -_- 
Aşırı meraklı biri olarak birkaç örnek okumayı çok isterdim. 
Herkese Keyifli Günler ^^
 Puanım: