Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yolculuk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Ekim 2019 Cuma

DOĞU EKSPRESİ - İLK YOLCULUK


 Uzun bir yol lazım bize, bir kulaklık ve birkaç kitap ile..


Herkese merhaba! (:
Uzun zaman sonra güncel bir yazı yazmak nasip oluyor. ^^
 Çaresiz kaldığım için internette onlarca defa aratmama rağmen çok az bilgi edinebildiğim bir konuya değinmek istiyorum. 
Doğu Ekspres Treni ile Yolculuk!..
İş dolayısıyla Hasret kaldığım memleketime hep aklımda olan, ama benim için fantastik sayılabilecek bir yöntemle gitmeye karar verdim. Bir genç kız için bu yolculuk inanılmaz tekinsiz geliyordu. Ailem otobüs ile gittiğim vakitlerde bile tanıdık birilerinin olmasına dikkat ederlerken tek başına çıkacağım bu yolculuğa onları nasıl ikna ettim bilmiyorum. Bende ki deli cesaretini anlatmama bile gerek yok tabi >_<
Bursa'da yaşıyorum ve Artvin'e gitmek için yürümekten sonra ki en uzun yol tren yolculuğu diyebilirim. Tecrübe konuşuyor. :D
Kararımı verdikten sonra büyük bir araştırma yaptım, yani en azından yapmaya çalıştım. Trene Ankara'da bineceğimi biliyordum. TCDD'nin e-bilet uygulaması ile YHT ve Anahata ait tüm biletler alınabiliyor. Peki ya Bursa Ankara arası?
Önce otobüsle gideyim dedim ama Ankara otobüs garı ve tren garı arası beni çok düşündürdü. Okuduğum yorumlarda; metroya binin, taksiye binin otobüse binin, yürüyerek geçilecek alt geçit var vs onlarca şey okudum ve acemi biri için bunlar çok korkunç şeyler. Özellikle ben bir yere gitmeden önce yoldan kesin emin olarak hareket eden biriyim ve bu bilinmezlik beni çıldırma noktasına getiriyordu. 
Sonra dolaylı yoldan tanıdığım bir arkadaş (ailesi Ankara'da olduğu için sık sık giden biri) bana bir yol gösterdi. Kamil Koç firmasından alacağım bir biletle Eskişehir de YHT aktarması yapabileceğim ve sorunsuzca Ankara garına varabilecegimi söylüyordu. Nasıl rahatladım anlatamam.
 Ben bunların derdindeyken ailem için durum daha farklı bir boyuttaydı tabi ki. Uzak yakın tanıdık herkes tarafından gönderilen aşağıya paylaşacağım video  beni ziyadesiyle tedirgin etti. İnanılmaz felaket senaryoları dinledim. Bir ara cesaretim kırılma noktasına kadar geldi ama pes etmedim.

Bursa Terminalden öğle saatlerinde, Körü körüne otobüs ile yola çıktım. (Abim suça ortak olmamak adına beni terminale bile götürmedi. -_-)
 Önce Eskişehir de YHT aktarması yaptım. Burada valiziniz 65 cm'i geçiyor ise 10 TL gibi bir ücret ödüyorsunuz. Hemen hemen her vagonun girişinde bagajları bırakmak için yerler var. Aynı zamanda baş üzerinde de koyma yerleri mevcut. Saatte 250 km hızla giden bu trende yolculuk çok keyifli. Koltuk aralarında şarj yerleri de mevcut. 
Ankara da hızlı trenden inerek ana hat trenlere geçiş yapmak gerekiyor. Ankara gar gerçekten çok büyük. Güvenlik görevlileri ve çalışan herkes sorularıma özveriyle cevap verdiler. Ne kadar teşekkür etsem az çünkü O an sudan çıkmış balık gibiydim.
Ankara da geçtiğim ana hat treni yani Doğu Ekspres de durum daha farklı. Bagaj sorunu yok. Akar kokar bir bagaj olmadığı sürece, büyüklük veya bagaj sayısı önemli olmuyor. Baş üstünde kocaman yerler var. Koltuk diz mesafesi de inanılmaz geniş.
2+1 şeklinde olan vagonlardan aldım biletimi (Burada bir parantez daha açayım. İzlediğim videolar sağ olsun aksini düşünemez, örtülü kuşetli vagona bilet alamazdım.)  Koltuğumda bağdaş kurarak bile oturdum. İnanılmaz derece rahatti.
Değinmeden geçemeyeceğim bir başka konu ise Trende ki görevli amcaların sevimli ilgisi. O kadar güzel sahip çıkıyorlar ki her yolcuya. Benim onlarca soruma her defasında güler yüzle cevap verdiler..   20 saatlik bir Ankara- Erzurum yolculuğu ardından 2:30 gibi Erzurum'a vardım. 4'de Yusufeli ye giden otobüse yer ayırtmıştım. Yolun en zor kısmı başlıyordu. Ne kadar gidersem gideyim Artvin de ki ulaşım imkanları gerçekten sınırlı. İlçe Merkeze akşam 6 gibi vardım ama köye çıkmak için gerçekten geç bir saat. Servisler oğleden sonsa 1-2 gibi kalkmış oluyor ve merkezde tanıdık olmasa denizi geçip derede boğulmuş, dışarıda kalmış olacaktım..

Çok karışık bir yazı oldu sanırım. Buralara kadar okuyan olduysa, uzun süredir tek satır yazmamış biri için mazur görün. 
Benim için gerçekten keyifli bir yolculuktu. Dönüş için de aynı yolu kullandım ve acemiliği attığım için hem daha çok keyif aldım hemde inanılmaz güzel kareler yakaladım.. 
Tabi buda başka bir konu. Bir gün de işin gezi kısmını yazacağım :)
Herkese keyifli günler ^^



21 Aralık 2014 Pazar

OTOHAYAT IV - KARAVANLAR (Hadi İtiraf Edin, Onlar Hepimizin Hayalinde Var ^^ )

Otomobiller benim hayatımın büyük bir kısmını kapsadığı için, karavanlarla ilgili bir otohayat yazısı yazmam kaçınılmaz oldu. 
Evet her türlü iki, üç, dört ve üzeri tekerlekli ile yakinen ilgiliyim. ama bunların içinde bir tür var ki, onlar benim fırsat bulduğum ilk anda sahip olmak istediğim araçların içinde bir numara.. 
Tabi ki karavanlar..
Karavan mı yoksa ev mı alırsın deseler seyyar olanı lütfen demekten kendimi alamam sanırım. 
Hepimizin içinde bir karavana atlayıp Dünya (hadi gerçekçi olalım, en azından Türkiye) turuna çıkmak vardır.
 Düşünsenize manzaranın size doyumsuz geldiği bir noktada aracı park edip, el frenini çekip o kareyi evinin manzarası yaptığınızı. 
Bir bardak sıcak kahveyle-ki Karadenizlinin dibi olarak tercihim çaydan yana- o manzaranın tadını çıkardığınızı.  Gece olunca yanan gökyüzü kandillerinin muhteşem şovuna tanık olmaktan bahsetmiyorum bile.. Hele bir de Dolunay varsa.
 Yeni bir güne o manzara eşliğinde uyanmayı kim istemez ki. Sadece o anı yaşamayı.. 
Birçok kez bulduğumuz karavan resimlerine bakarak bu böyle hayaller kurmuş, hatta ilk nerede konaklayıp hangi manzaraya evimizi dahil edeceğimizi bile planlamış olabiliriz. Hepsinin tek bir başrolü vardır, tabi ki Karavanlar..
Şimdi kısaca (kısa olması için çalışacağım ama baştan uyarmalıyım. Bu uzun bir yazı :P ) size piyasadaki pek çok karavan modelinden hayalimi süsleyen ve buna yakın olanları tanıtmak istiyorum.
En yaygın olan tür, her halde minibüs üzerine oturtulan karavanlar. ( en azından filmlerde hep oyledir :P ) şimdi onlardan başlayarak bir göz atalım bakalım kaç çeşit karavan varmış..
 Karavan yapım şirketi abimizinde söylemiş olduğu gibi adresini kendin seç ;) 
 Ford'un 2000 minibüslerine ayrı hastayım ama karavan la da çok şirin olmuş ki ^^
  En çok kullanılan marka IVECO sanırım,
 
Yakışıyoda hani, doğruya doğru.. *_*
İşte hayalime benzer bir kare *_*
ve ben gaza basmış giderkene..
Sadece minibüs üzeri karavanlar yok, birçok tür var. Mesela aracınıza takıp götürebileceğiniz seyyar türler. 
Pino ve Caretta ismiyle iki tür olarak karşımıza çıkan çekme karavanların güzel yanları olsa da benim tarzım değil :)
 Pino, karavan dediğinizde karşınıza çıkan ilk tür. Farklı boyutlar ve isteğe göre çeşitler mevcut tabi..
Bu da Caretta denen tür. Şahsen ikisi arasındaki ayrımı bilmiyorum (utanç içindeyimm >_< ) ama izlenimlerime göre Caretta daha ufak hatlara sahip ve küçük araçlarla rahat taşınabilmek için.
 Bu arada bu türde bir karavan alıp aracımıza şak diye takamıyoruz maalesef. Bir kaç prosedür uygulayıp kullanımı yasallaştırmak gerekiyor :P
 Sırada bu tekerlekli yaşam alanımızı kendi parçamız yapabileceğimizin kanıtı birkaç örnek var. Uçuk kaçık birkaç da model tabi ki. ^^ 

 Aslında bu akıllıcaymış :D




Her biri çok şirinler ^^ 
Her zaman olduğu gibi assolistler en son çıkar tabi ki. Onlar karavan dünyasının yıldızları..
Zirveden bir giriş yaparak bu cici kızı, "eleMMent Palazzo" göstermek istedim. Kendisi dünyanın en pahallı karavanı. Som altın kaplama olarak üretilmiş ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde, Dubai'de 3.1 milyon dolara (Yaklaşık 6 milyon TL) satışa çıkmış. Biz parayı hesaplayamazken o çoktaan satılmış bile :/
Bir de dıştan sulanalım pardon bakalım barı. :D
Ve bir sonraki en pahallı...
 Bu gördüklerinizin lüks bir villa yada bir kral dairesinden kareler olduğunu söylemek isterdim ama maalesef..
O, Avusturyalı karavan üreticisi Marchi'nin tasarladığı geleceğin karavanı... 50 metrekare yaşam alanı sunan ultra lüks özelliklere sahip eleMMent RV’nin fiyatı ise talebe göre değişiyormuş. 
 Konulan raylı sistem sayesinde iç alan 30 m2 den 50 m2  ye çıkabiliyormuş.. 
 Bu Tır'lara modifiye edilmiş karavanlar da çok şirin. Tır'lar başlı başına cezbediyor olsa da, beni bu hali ayrı çarpıyor *_*
Bu yukarıda gördüğünüze ise karavan demek haksızlık olabilir. Sarayvan nasıl? O_O
Hayır ağlamıyorum.. Sadece gözüme Karavan kaçtı :'(
Bunlarsa ömre bedel tasarımlar.. Bana hep, Kemal 
Sunal'ın Gülen Adam filmini anımsatır... 
 Ve bu da; geceleri kayan yıldızları ve ıslatmayan yağmur damlalarını, tane tane birbirine tutunan karları izleyebileceğimiz tavan camı olan hayallerimizin karavanı.. 
Sevgili, biricik, canım(...) diye uzayıp giden pekçok sevgi sözcüklerinin sahibi Kütüphanemden Kitap Manzaralarıyla pek çok ortak yönümüz ve paylaştığımız bir çok hayalimiz var. Meğer karavanımda da yalnız değilmişim.. İşte bunu fark ettiğimiz o sohbetten yola çıkarak isteği üzerine bu yazıyı yazdım, yazmaya çalıştım..
Ne diyebilirim ki dostum, hadi 
Yazımı buraya kadar okumuş olan var mı bilmiyorum (açıkçası pek sanmıyorum :P ) Yine de bana katlananlara selam olsun ^^
Herkese keyifli günler ^^

6 Mayıs 2014 Salı

KÜÇÜK BİR KAÇAMAK ve BEKLENEN BÜYÜK BULUŞMAMIZ

Tarih 3 mayıs dedin mi orada duracaksın. :P O gün benim sınırlarımı zorlayıp, Ali Ağaoğlu misali olmaz dediler ben yaptım günümdü sanırım. 
Daha önce hiç İstanbul'u görmemiş, daha önce hiç tek başıma memleketten farklı bir yere gitmemiş ve daha önce hiç deniz üzerinde giden bir şeye binmemiştim. Kısacası , ilkler... İlkler ve ilklerr...  (Babamın buna nasıl ikna olduğunu ise asla bilemeyeceğim.) 
Evet bir delilik yaptım ve günübirlik İstanbul'a gittim. ^^
 Saati ayarlayamadığım için fazla erken gittim ve azıcık bekledim. beklerken tadını çıkardığım manzara ve bana eşlik eden toparlak kediler *_* 
Tabi ki Kütüphanemden Kitap Manzaraları ve Kitap Tutkusu için kalkıştım bu deliliğe ve şansım yaver gitti.
 Kaç gündür yağan yağmur o gün bizim için kendini tuttu ve güneş bulutları aralayarak bize sıcak yüzünü gösterdi. Her halükarda mükemmel olacak dediğimiz  günümüz daha da güzelleşti. 
Deniz otobüsünden indiğim anda Kütüphanemden Kitap Manzaraları beni karşıladı. 
Nasıl bir hevesle sarıldıysak millet bakmaktan kendini alamadı. Çok güzel bir andı. *_* 
Ve ben kendimi bilmediğim bir şehirde, onun pesinde koştururken buldum. (dolayısıyla birçok kişiye çarptım ve ayaklarına bastım -_- )
Bizi Mado'da bekleyen Kitap Tutkusu ile buluşmamız (tabi ki benim kavuşmam) yine çekirge misali atlamalı, zıplamalı ve bolca sarılmalı oldu.
 Güzel bir kahvaltı sonrası Kütüphanemden Kitap Manzaraları rehberliğinde kısa ve harika bir tur attırdılar. Hava da şansımıza  güzelliğini korudu.. Bir sürü güzel fotoğraf çektik, hatta akıma kapılıp selfie bile cekindik. :P
 Camiler, fıskiyeler derken kendimizi Kore-Çin yemekleri yapılan bir yerde bulduk. 
Evet, buda benim için bir ilkti. :P
İlk kez bu tarz bir yere gittim ve farklı lezzetler denedim ama benim için fazla yağlıydı. :/
Kütüphanemden Kitap Manzaralarının dediği gibi Kore malzemeleriyle Türk yemeği yemişiz gibi geldi. :P 
Yemeğin en güzel yanı, birlikte ettiğimiz sohbetti sanırım :)
 Kısmet olur da tekrar buluşursak başka bir yere gitme kararı aldık.

Yemek faslını geçtikten sonra, yine arka sokaklardan geçtik ve parkları gezdik. Her yer cıvıl cıvıldı. Bir sürü fıskiyeli resimlerim oldu :D
 Dönüş saatim yaklaştığı için hızlıca metroya indik..
 Ve sonra ayrılık geldi çattı tabi ki. Önce Kitap Tutkusu ile sımsıkı kucaklaşarak ayrıldık. :(
Kütüphanemden Kitap Manzaraları beni aldığı yere geri bırakmak zorunda kaldı yoksa hiç affetmem çok pis kaybolurdum :D 
Zamanlamamız mükemmeldi. Vaktinde yetiştik ve sarılmaya doyamadan ayrıldık.. :'(
Canımdan çok sevdiğim (değerli, çok kıymatlı) iki dostuma, beni ağırladıkları ve muhteşem bir gün yaşattıkları için çok teşekkür ederim. :*
 Umarım yakın tarihte bu buluşmamızı tekrarlama fırsatı bulabiliriz. Çünkü tadı fena halde damağımda kaldı ^^
***
 Günümüzü Kütüphanemden Kitap Manzaraları ve Kitap Tutkusu'nun gözünden okumak için isimlere tıklamanız yeterli :)

Ops! Az daha unutuyordum..
 Ve tabi ki buluşma şarkımız.. Blogumun da adını almış olduğu parça; 

MBLAQ- One Better Day


Herkese keyifli günler... ^^