22 Nisan 2014 Salı

KELOĞLAN KARA PRENSE KARŞI




Tür : Fantastik ,  Komedi
Yapımı : 2006 - Türkiye
Süre: 82 Dak.
Senaryo/Yönetmen : Tayfun Güneyer
Yapımcı : Selay Tozkoparan Oğuz
Oyuncular : Mehmet Ali Erbil, Özcan Deniz, Ahu Türkpençe, Petek Dinçöz, Nükhet Duru, Gazanfer Özcan, Osman Yağmurdereli, Bülent Polat, Ayşen Gruda, Hakan Bilgin, Ekin Türkmen, Sinemis Candemir, Devrim Saltoğlu, Zeyno Günenç, Hasan Yalnızoğlu, Alp Kırşan, Erdem Uygan, Cenk Durmazel, Vatan Şaşmaz, Akasya Aslıtürkmen.. (Kadro böyle uzayıp  gidiyo ^^ )

***

'Keloğlan Kara Prense Karşı' uzun zamandır izlediğim en keyifli yerli yapımlardan biriydi. Evet, epey eski bir tarihte çekilmiş. Nitekim yerli sinemamızda kaliteli ve özgün işler çok nadir bulunuyor. Bu filme de onlardan birisi olmuş.
 Tüm hikayelere gönderme yapılmış, hatta birebir içine katılmış olmasına bayıldım (çekim yılı 2006 sen daha yenimi izliyorsun derseniz.. Hayır, önceden de izlemiştim ama şu son iki gecedir üst üste iki kez izleyerek rekor kırdım-kırdık. Bende bari yazayım dedim :P ) 
Dediğim gibi, film birçok hikayeyi birleştirdiği gibi birçok büyük oyuncuyu da bir araya getirmiş. Hele Osman Yağmurdereli ve Gazanfer Özcan'ı ne kadar özlemiş olduğumu fark ettim. Allah rahmet eylesin. ikisini de çok severdim. :/
Özcan Deniz'in komedi rollerinde ne kadar başarılı olduğuna bir kez daha şahit oldum. :D Mehmet Ali Erbil zaten bilindik biriydi ve oyunculuğunu konuşturmuş yine.. Ama Özcan Deniz.. Bazı kısımlarda gülmekten karın kaslarıma kramplar girdi resmen. 
Eklemeliyim ki, küfürsüz bir film olduğu için ayrıca sevdim. Çünkü yeni dönemdeki Türk filmlerinin birçoğunu, ne kadar merak etsem de, sırf küfürleri yüzünden izlemekten vazgeçiyorum. Ama Keloğlan Kara Prense Karşı tam bir aile filmi olmuş. :)
Konusuna gelirsek;
Keloğlan; başlarda Sırma Oğlan tabisi, (Nasıl kel olduğu ayrı bir komedi) Can kız için padişahın türlü görevlerini yerine getiren saf ve temiz kalpli biridir ama bir türlü kavuşamaz sevdiğine. Diğer yandan Kara Prens de, iyi ülkenin prensesiyle evlenerek galip gelmek, kendi adına kötü karakterlerinde başrol olabileceğini kanıtlamak ve adına kitaplar çıkartmak istemektedir. 
Keloğlan ve Kara Prens..Onların mücadelesinin her saniyesi aşırı komikti.. 
Gerçekten defalarca izlenesi bir yapım olmuş. Her kare kırdı geçirdi. En'lerim arasına giren nadir Türk filmlerinden oldu. Bilmiyorum belki algı seviyem farklı olabilir ama ölümüne güldüm.
Sizde hala izlemediyseniz çok geç kalmadan bir göz atın derim ^^ 
İyi seyirler..

Trailer;



21 Nisan 2014 Pazartesi

ASLA BAŞKASINI SEVME - SUSANNA DUBOT

"Savaş cehennemdir! Bu kadar kişi ölürken hayatta kalmayı hak etmemiştim.."
Yazar : Susanna Dubot
Orjinal İsim : Never Love Another
Yayın Evi : Altın Bilek Yayınları
Çevirmen : Mehtap Çakır
Sayfa Sayısı : 80
***
Kısacık, mini minnacık bir kitap ama içine çok şey sığdırılmış. Satırlarına saklanmış aşkı, tutkuyu, merhameti, acıyı, hüznü ve sadakati görmemek elde değil.. Her biri umulmadık bir anda sarıyor insanı. Ve gerçekten etkileyici. Kısa olmasından bahsetmiş miydim :/ Neyse...
Louis ve Felix çocukluk aşkı. Hemde gerçek anlamda. Fakat sınıf farkı burada da onlar için engel.. Bir Baron'un oğlu ve sıradan bir çiftçinin kızı... Hikayedeki imkansız aşk gözlerden kaçmadı sanrım. Felix, her şeyi göze alıp yinede Louis ile evlenmek ister ama Baron çoktan kararını vermiştir. Oğlu onu subay olarak temsil ederek gururlandıracaktır. İtiraz etmek Felix'in elinde olan birşey değidir.. 
Aradan geçen 6 yıl, Louis'den çok şeyler götürdüğü gibi yeni şeylerde katar. Artık 22 yaşında, iki çocuk annesi dul bir kadındır. Hayatı belirli bir rutinle ilerlerken ansızın aldığı bir haberle dünyası tepetaklak olur. Şavaşa gittikten sonra hiç haber alamadığı ve öldü sandığı Felix, ilk aşkı geri dönmüştür. Hemde beklenmedik bir şekilde ve tahmin edilemez bir halde.. 
Bu etkileyici ve bağlayıcı kitabı elinize aldığınız tek seferde bitirerek, etkisini uzun süre hissedeceğinize eminim. 
Louis'in fedakarlıkları ve bitmeyen büyük aşkı sizleri çok etkileyecek ve kötü haber, kısa oluşuna üzüleceksiniz :/ 
Alıştığımız üzere kitabı Kitap Tutkusu ve Kütüphanemden Kitap Manzaraları ile okuduk. Yorumları için isimlere tıklamanız yeterli ^^
Herkese keyifli okumalar...

Puanım:




18 Nisan 2014 Cuma

DHOOM 1




Yönetmen : Sanjay Gadhvi
Tür : Aksiyon, Gerilim, Polisiye
Yapımcı : Aditya Chopra, Yash Chopra
Yapım Yılı : 2004
Ülke : Hindistan
Süre :129 dakika
Oyuncular : 
Abhishek Bachchan, John Abraham , Uday Chopra , Esha Deol , Rimi Sen

 Esha Deol
Şu kızı sevemedim ben -_-
John Abraham

Rimi Sen
Jai Dixit'in karısı

Uday Chopra
Ali.. :D
***
Azıcık ters bir insan olmamdan kaynaklanıyor sanırım. Seriye ikinci filmden başladım. :P Ama ne yapabilirim, Aishwarya ve Hrithik casibesi beni çok fena çekmişti. Serinin son filminde, Türkçe alt yazısı  için gün sayarken (ki sanırım DHOOM 3 nete düşmüş ^^ ) ilk filme bir göz atayım dedim ve bu zamana kadar niye izlememişim diye hayıflandım. Film, 2004 tarihli olmasına rağmen, bence zamanının en güzel yapımlarından biri olmuş. 
Gerçekten etkileyici bir filmdi.
Dhoom 2'yi izledikten sonra, birin yavan kalacağını düşünmüştüm ama söyleyebilirim ki tamamen yanılmışımmm..
Başlarken çok eğlenceliydi. Hatta 'oynama şıkıdım' tarzı bir şarkıyla giriş yaptı. Tabi ki o eğlenceyi kursakta bırakan soygun haberine kadardı her şey. Evet soygun. Hemde öyle böyle değil, bir seri soygun. Faillerinin bir türlü yakalanamadığı, aniden ortadan kaybolduğu soygunlar dizisi. 
20 günde 5 büyük çaplı soygun..
Dedektif Jai Dixit bu olayı çözmek için işe koyulur ama hırsızlara dair en ufak bir ip ucu yoktur. Tek bilinen soygun sonrası motorla kaçtıklarıdır. Jai'nin yolu, araştırmaları sırasında tesadüfen çalıntı motor alıp satan ve motor yarışlarına katılan Ali ile kesişir.
 Bir şekilde ortak olurlar ve kovalamaca başlar. 
Evet film klasik polisiye tarzı ama Hindistan bu işte gerçekten iyi. Soygun ve kovalamaca sahnelerini soluksuz izledim. (motosiklet aşkım depreşti *_* )
İyi insanlar gerçekten bir adım önde mi olur, yoksa hırsızlar fark ettirmeden yanınızdan geçip gidebilirler mi? 
İzleyip görmelisiniz *_*
 Son olarak kısa bir tespit, film bittikten sonra size kalan şey; dhoom dhoom dhomm.. deyi şarkısını ekolayarak dolaşıyorsunuz. Bizzat denendi ve onaylandı :P  
Ve son olarak, Ali.. Filmin en komik karakteri sanırım. Adamın hayal gücüne hayran kaldım. :D
Şimdiden iyi seyirler ^^

Trailer;
 

Ve bu şarkı.. Seri boyunca geçirdiği evrime şahit olmanız açısından. ^^




16 Nisan 2014 Çarşamba

UNDINE - FRIEDRICH DE LA MOTTE FOUQUE



Kitap Adı : Undine
Yazar : Friedrich de la Motte Fouque
Tür : Gotik Edebiyat, Uzun Öykü
Sayfa : 108
Yayın Evi : CAN Yayınları
Çeviri : Zehra Kurttekin

***

Kitap okuduğum ilk Gotik romandı. Can yayınlarına, bizi bu tarz kitaplarla tanıştırdıkları için teşekkürler. Tesadüfen kapağına ve arka kapak yazısına kapılarak yıllar önce aldığım bu kısacık hikayeyi Kütüphanemden Kitap Manzaraları sayesinde hatırladım. Yoksa kitaplığımın kuytularında kim bilir kaç asır daha okunmayı bekleyecekti. Undine, gerçek anlamda bir denizkızı masalıydı. Çerezlik kıvamda hoş, akıcı bir hikayeydi. Birkaç saatte okudum diyebilirim. Zira kendisi 108 sayfaydı.
Korkunun geçit vermediği bir orman ve ormanın ardındaki küçük, güzel bir burun. 
Undine, bu burunda yaşayan sıcakkanlı, iyi insanlara armağan olarak gönderilmiş.
 Beyaz atlı prensinin geleceği günü bekleyerek yıllarını geçirmiş olan ve ona kavuştuktan sonra kursağında kalan hevesleriyle tam bir su perisi.. 
Huldbrand'a çok kızgınım. Ben Undine kadar mütevazı olamazdım. -_-  
Ve Bertalda.. Kühlebörn'e vermek lazımdı seni ama neyse. 
Ben tek kitaplık bir gotik masala tanık olsam da eminim diğerleri de, en az bunun kadar güzeldir. 

***
Alıntı : Her şeyin beklenenden tümüyle değişik bir şekilde gelişmesine sakın şaşırmayın. Bizi mahvetmek için pusuda bekleyen sinsi güçler, tatlı ninnilerle, pırıltılı masallarla uyutur seçtikleri kurbanları. Buna karşılık kurtarıcı elçisi çoğu kez sert ve ürkütücü bir biçimde yumruklar kapımızı... 
Keyifli okumalar.. ^^ 

Puanım:




6 Nisan 2014 Pazar

LADIES vs. RICKY BAHL

17 farklı şehir, 28 kadın ve onlardan dolandırarak aldığı 32 milyon dolar..

Senaryo: Aditya Chopra
Yapımcı: Maneesh Sharma
Yönetmen: Maneesh Sharma
Tür: Dram, Komedi, Günümüz Aşk  
Vizyon Tarihi: 08/12/2011
Senaryo: Aditya Chopra
Süre: 140 Dakika
Oyuncular: Ranveer Singh, Anushka Sharma, Aditi Sharma,  Dippanita Sharma, Parineeta Chopra, Parineeti Chopra, 
***
Bazen kazanmak için kaybetmek gerekir. Her oyunu kazanana 'üçkağıtçı' denir..


Bu film, bir adamın kaç kılığa girebileceği ve bir çekirgenin kaç kez sıçrayabileceğinin kanıtı sanırım. 
Başroldeki yakışıklı, geçimini kadınları dolandırarak sağlayan uslanmaz bir üçkağıtçıdır. her şehir de farklı bir kılık ve farklı bir kişilik. Bukalemun gibi mübarek.
Dolandırdığı son 3 kadın bir şekilde buluşurlar ve paralarını geri alabilmek için çereler üretmeye, tabi öncesinde 'O' nu bulmaya çalışırlar. Ama adamımız çoktan kayıplara karışmıştır. Ne takip edebilecekleri bir adres, ne telefon nede bir isim vardır. 
Dolandırılan kadınlardan biri, çok ünlü bir şirkette üst yöneticidir, zekası ve bağlantıları sayesinde ne yapar ne eder adamımızı bir sahil kasabasında bulur. Şimdi iş dolandırıcıyı kendi silahıyla vurarak paraları geri almaktadır. 

Bir mağazanın satış bölümünde çalışan kızımız Ishika gelir akıllara. Kendisi ikna konusunda tam bir uzmandır. Mağazaya giren hiç kimse eli boş çıkamaz. Vaat ettikleri şeylerle kızımızı ikna ederler. 
Plan şudur; Ishika, çok zengin ve doğal olarak aşırı güzel bir varis gibi giderek adamımızı kendine çekecektir. Her şey yolunda ilerler. Hesapta olmayan tek şey, ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan Aşk'tır. Bir dolandırıcının aşkı ne kadar güvenilir olabilir ve Ishika için nelerden vazgeçmeyi göze alabilir.. 
Peki kaybedilen paralar geri alınabilecekmi yada kırılan gururları tamir olacak mı. 
Bunları da söylersem tadı kalmaz ki dimi ya. İzleyip görmeye ne dersiniz?. 
Zaten Hint sinemasının rengarenk canlılığı sizi sarmışsa devamı gelir ve bu film gerçekten sarıp sarmalayacak bir yapım. 

Son olarak;
- Sıradaki siz olabilirsiniz ;)





Gelinim Olur Musun? – Bride & Prejudice


Yapım: 2005 – ABD ,İngiltere ,Hindistan
Tür: Dram ,Komedi ,Müzikal ,Romantik
Süre: 111 dakika
Yönetmen: Gurinder Chadha
Oyuncular: Aishwarya Rai, Naveen Andrews, Alexis Bledel, Daniel Gillies, Ashanti
Senaryo: Jane Austen, Gurinder Chadha, Paul Mayeda Berges
Yapımcı: Gurinder Chadha, Deepak Nayar
***
Bu aralar sıkça karşılaştığım 'Aşk ve Gurur' kitabı, bende film izleme isteği uyandırdı. Biliyorum direkt kitabın filmini izleyebilirdim ama farklı bir kana ihtiyacım vardı. Bu yüzden ne yaptım? Tabi ki tutkunu olduğum Bollywood'a bir göz attım. Aslında film epey eski ve ben 3-5 kere izlemiş olabilirim. Yine de keyifliydi. Tabi ki sevgili  yengemde bana eşlik ettiği için orjinal dilinde izleyemedim ( dublaj sevmiyorum beeenn :/ )
Baş rollerini Aishwarya Rai(bu kadına aşığım *_*), Martin Hendersın, Daniel Gillies ve izleyenler hatırlar, Lost dizisinin Sayid'i Naveen Andrews in paylaştığı Holywood-Bollywood karışımı harika bir film oluyor kendileri.
Hindistan'ın küçük bir kasabasında yaşayan ve dört kız annesi olan Bakshi, kızlarını evlendirmek için türlü yollara başvurur. Kasabanın Amerika'da yaşayan zengin ve hatırı sayılır gençlerinden olan Balraj (Naveen) ülkesine tatil ve iş için geri döner. Beraberinde Amerikalı arkadaşı Darcy'i de getirir. Kızların annesi bu durumu fırsat bilerek içlerinden en azından bir tanesini Balraj'la evlendirmek ister.  Asi bir evlat olan Lalita ise aşk evliliği istemektedir. Katıldıkları bir düğün sırasında Darcy ve Lalita karşılaşır. 
Darcy , Lalita'nın güzelliğinden çok etkilenmiş olsa da, basit ve cahil bir kasaba kızı fikrini aklından çıkaramaz. 

Bu sırada Darcy'nin geçmişten gelen eski bir dostu, Lalita ile yakınlaşmaya başlar. Kıskançlık, kendilerine bile itiraf edemedikleri duygulara ve önlerine çıkan birçok engele karşı koyup aşkın çekimine mı kapılacaklar mı, yoksa statü farkı mı kazanacak. 
Evde film izleyerek geçirilmesi planlanan bir hafta sonu için harika bir tercih. 

Trailer;

Şimdiden iyi seyirler :)