28 Ocak 2014 Salı

Cüretkar - Elda Minger




"Benim yapmayacağım bir şeyi yapma," demişti Jake.
"Demek istediği," diye boş banyoya fısıldadı, "her şey mubah..."


Kitabın kapağını hiç beğenmedim. Ne bizde basılmış şeklini, nede orjinal halini.
Daha güzel olabilirmiş -_-

En yakın arkadaşınız için ne yapabilir, kendinizden ne kadar taviz verebilirsiniz? (Ben bir kez erkek kılığına girmiştim. Yani övünmek gibi olacak ama çok  yakışıklı! olmuştum hani :P neyse konuya döneyim )  Alyssa da kardeşi gibi sevdiği en yakın arkadaşı Mindy'nin ısrarına (kısaca acıların gelini moduna bağlamasına) dayanamadı ve striptizci olmayı kabul etti. Fazlasıyla da şanslıydı. İçeri nasıl girerim diye düşünürken, çağrılan dansçılardan birinin zehirlenmiş olması, onun için kapıları sonuna kadar açtı. Daha önce hiç striptiz yapmamış birine göre durumu iyi kavradı ve herkesi çıldırttı. Ama içlerinden biri çok sinirliydi. Gördüklerinden hiç memnun olmadı. Tam Alyssa (ya da takma ismiyle Bambi )  kendini kaptırmışken, müdahale etmek için oradaydı. Sonrası mı? Oynanan bir oyun ve girilen bir iddia!..   Peki ya sonu nereye varacak dersiniz? Kazanan taraf hangisi olacak?
Bunları, kitabı okuyarak öğrenmeye ne dersiniz? :)



Genel olarak bakıldığında kitabın anlatımı akıcıydı. Derslerimden fırsat bulduğum kısacık zamanlarda bile onlarca sayfayı tek seferde okudum. Tempo hiç düşmedi. Hep bir şeylerin merakıyla sonraki sayfaya geçmek istedim. Eğlenceli karakterlerle dolu bir kitaptı... 
Kütüphanemden Kitap Manzaraları ve Kitap Tutkusu 'na, birlikte okuma etkinliklerine beni de dahil ettikleri için teşekkür ederim ^^ sanırım devamı gelecek :))

***
"On bin dolar! Kalbimin sonsuza kadar sahibi olacak bu kadın için!"
Kadınlar bu defa daha candan iç çekti.
Erkekler şaşırdı.
Ve zevzek papağan bağırdı. "Ama bir kuruş fazla olmaz!"
***


 Hayvan severliğin cılkını çıkarmış biri olarak, kitapta sözü geçenlere aşık oldum diyebilirim... ^^ 
Lütfen benim olunn *_*

16 Ocak 2014 Perşembe

Ninja Assassin – Ninjanın İntikamı

Zayıflık güce mecbur eder.İhanet kan doğurur!!



2009 - Almanya ,  ABD
AksiyonGerilimSuç
99 Dk.
James Mc Teigue
Sung Kang RAİN  Naomie Harris Rick Yune Ben Miles...
J. Michael Straczynski ,  Matthew Sand
Andy Wachowski ,  Lana Wachowski





Belki onlarca ya da yüzlerce dövüş-aksiyon filmi izlemiş olabilirim. Ama Ninja Assassin benim için bu kategorinin gözdelerinden. 

Bu türün sıkı takipçisi olsam da maalesef Filmi, Vizyona girdikten bir süre sonra keşfedebildim. Başrolde Asyalı oyuncu varmış dediklerinde, aklıma ilk gelen isimler Bruce Lee, Jet Li yada Jackie Chan di. Hepsinin filmlerini zevkle izlemişimdir. Ama bu Asyalı bambaşka biriydi ^^ 

 Yönetmenliğini James Mc Teigue'nin -ki kendisi V for Vendetta filminin ve daha birçok kaliteli yapımın yönetmenliğini üstlenmiştir-   yaptığı bu film, aksiyon sahneleriyle göz dolduruyor diyebilirim. 
Konusuna değinirsek; varlığından kimsenin haberi olmadığı, bin yıllık geçmişi olan bir örgüt - Ozunu Klanı- Raizo'yu (Rain ) sokaklardan alıp suikastçı olması için eğitir.
(Bunlara ek olarak filmde Raizo'nun gençliğini oynayan, MBLAQ den- Lee Chang Sun- da var ^^ )
"Bütün zayıflıklardan nefret et, zayıflardan nefret et.. Ama her şeyden önce içindekinden nefret et.."
düşüncesini çocukların zihinlerine kazıyan Klan, onları acımasız birer ölüm makinesine çevirir. 
Ama Raizo, arkadaşının(kısaca sevdiği kız diyelim :P ) Klan tarafından öldürülüşünü unutamaz. Örgütten kaçarak saklanır ve kendini alacağı intikam için hazırlar.

Öte yanda ATP ajanı Mika Coretti (Naomie Harris) işlenen birçok siyasi cinayeti, Uzak Doğudaki yeraltı örgütüne bağlayan, yüklü bir para davasıyla karşılaşır. Amirlerinin emrine karşı gelerek, birçok gizli dosyayı araştırır ve bu onu Ozunu Klanı'nın hedefi haline getirir. Raizo, Mika'yı Ozunu Kabilesinin suikast ekibinin elinden kurtarır ama Klanın ikisi de ölmeden vazgeçmeyeceğini bilmektedir.
Kendilerini Avrupa sokaklarınde nefes kesici bir kedi-fare oyununun içinde bulan , Raizo ve Mika hayatta kalmak için birbirlerine güvenmek zorundadırlar.. Peki Ozunu Klanını alt etmeyi başarabilecekler mi?
*
Bir gün, ölüm hepimize uğrayacak..
*
Yaşamak için, hiçbir şey hissetmemeyi öğrenmek zorundasın...

Kısa bir not: Filmi çok seviyor olmam , kusurlarını görmezden geleceğim anlamına gelmez. Beğenmediğim kısımlar-özellikle efektlerde- çok fazlaydı. Tek kılıç darbesinde o kadar kanın fışkırıyor olması çok saçma ve kopan uzuvlar vs. Matrix in görüntü yönetmenliğini yapmış birinden daha kaliteli şeyler beklerdim :/
Yinede bu filmi seviyorum ^^

Ve değinmeden geçemeyeceğim bir diğer konu;
 Rain'in rölüne hazırlanırken geçirdiği değişim.. Adam resmen ölümüne çalışmış ve hakkını vermiş :)

Neredeyse fragmanı unutacaktım ^^

İyi Seyirler!



8 Ocak 2014 Çarşamba

SAHAF ZİYARETİ ve YENİ KAHRAMANLAR

Bana kandırılmışım hissi veren kitap alışverişimi yazmasam olur muydu? Tabi ki olurdu ama artık çok geç!.
 
          Uzun zamandır elimde olan bazı kitapları -ki içlerinde seriye devam etmeme kararı aldığım Gece evi'nin dört kitabı da vardı- bugün takas ettim. Pişman mıyım? Hayır. Çok severek başladığım ve heyecanla sekizinci kitaba kadar geldiğim bir seriydi.. Ama her şey bir yere kadar. Sırf kitaplar çok sattı diye serinin uzatılmasından hoşlanmıyorum. Bazı kitaplar tadında bırakılmalı diye düşünüyorum. Yazacak konu kalmayınca yazarlar kendilerini aşıyorlar resmen.  Bence  Gece Evi serisi de onlardan biri haline geldi.
        Takas ettiğim diğer bir kitap ta Paulo Coelho - Elif ti. Yazarın Simyacı isimli eserini çok sevmiş olsam da, bu hepsini seveceğim anlamına gelmiyormuş.  'Elif' bunu fark etmemi sağlayan bir kitap oldu . Üslubu bana göre fazla ağır sanırım. Yada hikaye mi desem. Neyse ..  Artık elimde değiller ve ben yerlerini yeni kahramanlarla doldurdum. :)

     Aslında Sahafa giderken elimde bir listem vardı ama üstün başarı gösterip yolda kaybetmişim.  Kitaplar konusunda ilk başvurduğum kişiler Ben Her Neysem O ve Kitap Tutkusu oldu. Ve tavsiyeleriyle alışkın olmadığım, çok nadir okuduğum bu türdeki kitapları seçmeme yardımcı oldular. ^^


İşte kitaplığımın yeni sakinleri ( aslında henüz ne kadar sakin, hırçın veya tutkulu oldukları hakkında hiçbir fikrim yok (: )

 
Çok sevdim , böyle de göstereyim :)


Sabrina Jeffries'larım ^^

ve Nicole Jordan'larım

Fark ettim de tüm kitapları Epsilon yayınlarından almışım. Oysa kayıp listem Pegasus ve Dex ten oluşuyordu (:


5 Ocak 2014 Pazar

DIL BOLE HADIPPA - BOLLYWOOD




Eskiden , yani çocukken TV de yayımlanan Hint filmlerini hiç kaçırmazdım. Onlar çocukluğumun rengiydi sanırım. Her türlü acıyı, aşkı, korkuyu ve duyguları müzikle harmanlayıp harika bir görsel şölene çeviriyorlardı. Normal bir filmin süresi  1 saat 25 dk yı geçmezken, Bollywood  filmleri 2,5 3 saati buluyor. Ve hatırı sayılır bir yüzdeyi  müzikal kısım oluşturuyor.

  Bazılarını defalarca izledim , bazılarını da bir kereden fazla izlemeyi yüreğim kaldırmasa da yıllarca hatırladım. Ama hepsini çok sevdim. İçlerinde vasat filmler yok diyemem tabi. ..
Neyse , ben en sevdiklerimden birine değinmek istiyorum. Bilmiyorum , belki Cılkını çıkarıncaya kadar izlemiş olabilirim. Ama dosyayı Pc'mde her gördüğümde, film içinde kısa bir tur yapmaktan alamıyorum kendimi.





Dil Bole Hadippa





Yönetmen: Anurag Singh
Yapım Yılı: 2009

Ülke: Hindistan

Tür: Komedi, Müzikal, Spor

Süre: 2 saat 26 dk

Dil: Hintçe

OYUNCULAR

Shahid Kapoor ... (Rohan) 
Kendisi en sevdiğim Bollywood aktörlerinden biridir ve bağımlılık yaptığı soylenir :)


Rani Mukherjee ... (Veera Kaur) 




Anupam Kher ... (Rohan ın babası ) Sağdaki
Dalip Tahil ... (Liyaqat 'Lucky' Ali Khan) soldaki, yanı pakıstan takımının yöneticisi 





Poonam Dhillon ...( Noorjehan 'Noorie' Hayaat Khan Rohan'ın Annesi)
Sherlyn Chopra ... (Soniya)
Rakhi Sawant ... (Shanno Amritsari)
Tabu ... (Zaara Hayaat Khan)



Film Hakkında;


Rohan İngiltere’de annesiyle birlikte yaşayan, Hindistan asıllı başarılı bir kriket oyuncusudur. Babası ise Hindistan kriket takımının çalıştırıcısıdır. Her sene Pakistan ile Dostluk maçı adı altında  karşılaşma yapmalarına rağmen son yıllarda şampiyonayı hep Pakistan kazanmaktadır. Her ne kadar iki dost maç sonunda el sıkışarak ayrılsada, yapılan şakalar bir inatlaşmaya dönüşür.  Anupam kher kazanmak için takımda yenılenmeye gider ve oğlu Rohan'ı takımına kaptanlık yapması için birazcık hile yaparak Hindistan a çağırır…


 Veera (Rani Mukherjee) ise kriket şampiyonasının yapıldığı kasabada amcası ile beraber tiyatro/gösteri gurubu çalıştırmaktadır. Bulduğu her fırsatta kriket oynar. Sağ ve sol elini kullanabilen müthiş bir kriket vurucusudur. Hayali bir gün büyük bir oyuncu olmaktır. Fakat ne yazık ki erkekler arası yapılan bu karşılaşmada kadınların takımda yer alması mümkün değildir.  Ama Rohan ın takımda gittiği köklü değişiklikler sayesinde, belki Veera nın bir şansı olabilir. Ama nasıl ? İşte bundan sonrası, izleyip tadına varacağınız kısımlar. Rohan ve Veera nın karşılaşması.. Aralarında geçen olaylar… Takım antrenmanlarında yaşadıkları komik anlar..

Neyse ,  Biraz daha devam edersem, kendimi kaptırıp tamamını anlatmaktan kortuğum için burada sonlandırıyorum.. Ve  Bollywood a karşı önyargınız varsa.. Hepsini unutup bu filmi izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. :) 



OST ler harika ^_^

Ve fragman;